| Bu tür bir şey için Ellerinde kanıt yok ama sadece sıradan kan testleri yapabilmişler. | Open Subtitles | لم يكن لديهم دليل على التلاعب ولكنهم أجروا فحوصات دم عادية فقط |
| "Ellerinde kanıt olsa izlemekle kalmazlardı." | Open Subtitles | "ولكن لقاموا بأكثر من المراقبة لو كان لديهم دليل" |
| Ellerinde kanıt olmazsa sana dokunamazlar. | Open Subtitles | هم لايستطيعون سجنك مازال ليس لديهم دليل |
| Onu, devlet memurlarına inşaata izin vermeleri için, rüşvet vermekten suçluyorlar. ve sanırım Kanıtları da var. | Open Subtitles | حسنا، يتّهمونه برشوة مسؤولين وعلى ما يبدو، لديهم دليل |
| Kanıtları olmadığı sürece hayır. Ya da tanığı. Bekle. | Open Subtitles | حسناً ، ليس لو لديهم دليل قوي أو شاهد ، إنتظر |
| Suç mahalliyle Danny arasında bağlantı kuramadıkları takdirde ellerinde bir şey yok. | Open Subtitles | لديهم دليل ا? اذا قدروا ان يربطوا داني بموقع الجريمة |
| ellerinde bir kanıt yoktu. | Open Subtitles | انظر , ليس لديهم دليل ضدك , حسناً ؟ |
| - Ama Ellerinde kanıt var. - Evet, Ellerinde kanıt var. | Open Subtitles | ـ لكن لديهم دليل ـ أجل، لديهم دليل |
| Aria, haberleri izledin. Ellerinde kanıt var. | Open Subtitles | أريا) لقد رأيت الأخبار لديهم دليل) |
| Ellerinde kanıt yok. | Open Subtitles | ليس لديهم دليل |
| Ellerinde kanıt yok. | Open Subtitles | -ليس لديهم دليل على ذلك . |
| Ayrıca şimdi annemin gölde olduğuna dair Kanıtları var. | Open Subtitles | و الآن لديهم دليل محسوس يثبت بأن أمي كانت هناك تلك الليلة في البحيرة |
| Demek ki Kanıtları yokmuş. | Open Subtitles | نعم مما يعني بأنه لم يكن لديهم دليل |
| O sorun bitmedi ama ellerinde bir şey yok. | Open Subtitles | ،لازال يشكل مشكلة ...لكن ليسَ لديهم دليل يقودهم إلينا، لذا |
| Maia hakkında ellerinde bir şeyler var. | Open Subtitles | لديهم دليل ضد مايا |