Dışarıda iblislerle yaparken, kimin aşka zamanı var ki? | Open Subtitles | من لديه الوقت ليُحِب في حين إنك تحارب الشياطين ؟ |
Çocuklar ve rap müzik varken kaydetmeye kimin zamanı var ki? | Open Subtitles | من لديه الوقت لحفظ العمل في هذه الأيام بين الشباب و موسيقى الراب؟ |
Tabi canım. Sen de haklısın kimin zamanı var ki? | Open Subtitles | نعم، أنا متأكّد أعني، من لديه الوقت لذلك، تعلمين؟ |
Amerika'da bunun için kimin vakti var diye sorabilirsiniz. | TED | ربما تسأل، حسناً، هنا في أمريكا من لديه الوقت لهذا؟ |
Evet, ama yarına kadar bir bomba bulup madene koyması için Yeterli zamanı yok. | Open Subtitles | نعم ، لكن ليس لديه الوقت للحصول على قنبلة وزرعها في المنجم بحلول يوم غدٍ |
Hepimiz çok meşgulüz ve gerçekten de bugün kimsenin dil öğrenmeye vakti yok. | TED | جميعنا مشغولون لا أحد لديه الوقت ليتعلم لغة جديدة. |
Kimsenin birbirine karşı savunmasız olmaya zamanı yok. | Open Subtitles | لا أحد لديه الوقت ليكون عرضة للنقد تجاه الآخر |
Ama kız arkadaşımın söylemekten hoşlandığı gibi "Kimin zamanı var ki?" | Open Subtitles | ولكن صديقتي تقول؟ من لديه الوقت |
Birilerinin israf edecek zamanı var ama, benim yok. | Open Subtitles | شخص ما لديه الوقت لهدره ليس أنا |
Öyle bir yakınlığa kimin zamanı var? | Open Subtitles | من لديه الوقت لهذا النوع من الاشياء |
Kimin eğitime zamanı var ki? | Open Subtitles | من لديه الوقت لتدريبهم؟ |
Normalde Oz Büyücüsü'nü hatırlanmaya değer görmek isterdim ama bunun da bir yeri ve zamanı var. | Open Subtitles | (في العادة , أود أن يغمي علي لمشاهدة تذكارات سحرة (أو زد ولكن هذا لديه الوقت والمكان |
Buna kimin zamanı var? | Open Subtitles | من لديه الوقت لهذا؟ |
Zaten kimin çıkmaya zamanı var ki? | Open Subtitles | ما لديه الوقت ليخرج بعد الآن؟ |
Eğer bana birini boğazlayıp kart oyununa yetişebilecek vakti var mıydı diye soruyorsan, evet, çok vakti vardı. | Open Subtitles | لو تسألين إن كان لديه الوقت ليخنق أحدهم ثم يلعب الورق، فنعم، كان لديه الوقت |
Babam daha normaldi. Hep boş vakti var gibiydi. | Open Subtitles | أبي , كان أكثر طبيعيةً ودائماً لديه الوقت |
O kadar meşgul olmasına rağmen sızlanmaya vakti var. | Open Subtitles | مشغول للغاية، ولكن لازال لديه الوقت ليتذمّر. |
Yeterli zamanı, sebebi, bilgisi, parası ve bağlantıları vardı. | Open Subtitles | لديه الوقت , والنية , والقدرة والتمويل , والإتصال |
Yeterli zamanı, sebebi, bilgisi, parası ve bağlantıları vardı. | Open Subtitles | لديه الوقت , والنية , والقدرة والتمويل , والإتصال |
Bunun için vakti yok. | Open Subtitles | ليس لديه الوقت لذلك إنه مشغول للغاية بعمله |
Bay Charlie'nin dansa zamanı yok ama... ama burada telefon konuşması hiç te mantıklı değil. | Open Subtitles | ..السيد شارلي ليس لديه الوقت للرقص لكن لديه الكثير من الوقت للمكالمات الهاتفية |
Evet, herkesin şiirini bitirecek zaman bulduğunu farz ediyorum tabii ki Bay Donner hariç. | Open Subtitles | حسنا, اعتقد ان كل شخص لديه الوقت لكى يكمل قصيدته ماعدا السيد دونور |
O bir sporcuydu ve ödevleri için yeterince zamanı yoktu, o yüzden ben de matematik ve edebiyatta yardımcı oldum. | Open Subtitles | مفهوم؟ , و هو كان نجماً , لم يكن لديه الوقت لأداء فروضه المنزلية لذا ساعدته |