"لديه وجه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bir yüzü var
• suratı var
• bir yüzü vardı
• bir yüz
• bir suratı vardı
• yüze sahip
• yüzü var ve

Kaptanın da güvenilir bir yüzü var, neden dertlerini ona anlatmıyorsun?
الكابتن لديه وجه صادق أيضاً لماذا لا تحدثه عن مشكلتك

Ineni Hassan'ın sadece yeni bir ismi değil yeni bir yüzü var ve Havana'da yaşıyor.
عنانى حسن ليس فقط له اسم جديد, لديه وجه جديد ويعيش فى هافانا.

Biliyorum, çok şapşal bir suratı var, ama saçları nasıl?
أعرف بأن لديه وجه غبي المظهر لكن كيف يبدو شعره؟

G... güzel bir yüzü vardı, ve modaya uygun elbiseleri, ve güneş ışınları şeklindeki, boynundaki madalyon.
لديه .. وجه حسن وملابس أنيقة والقلادة التي على عنقه

Elimizdeki tek şey, 30 yıllık bir film kırpıntısında kalabalık içindeki bir yüz.
لكن كيف؟ كل ما لديه وجه وسط الزحام من فيلم يعود ل 30 عام

Kibirli bir suratı vardı.
لديه وجه متغطرس.

Öyle güzel bir yüzü var ki sanki meleklerin eli değmiş.
لديه وجه يبدو كأنه منحوت من الملائكة

Ne güzel küçük bir yüzü var! Tam benim tipim! Vaay.
لديه وجه صغير , انه تماماً نوعي المفضل

- Dürüst bir yüzü var. - Gördün mü?
لديه وجه أمين نعم , هل تري ؟

Genç bir yüzü var ayrıca yaşlı gibi saçları var
لديه وجه شاب وشعر أشيب

Düşmanımızın bir yüzü var ve ben o yüzü gördüm.
عدونا لديه وجه ولقد رأيته أنا

- Ben. - Güvenilir bir yüzü var.
لديه وجه جدير بالثقة.

Biliyorum aptal bakışlı bir suratı var, ama saçı ne gibi görünüyor?
أعرف بأن لديه وجه غبي المظهر لكن كيف يبدو شعره؟

- İyi görünüyor. İyi. Güzel, yakışıklı bir suratı var
لقد كان جيداً، لديه وجه رائع وهو وسيم

Biraz yumuşak gibi bir suratı var.
لديه وجه من النوع الناعم

Onu duymuş olmalısınız. Bebek gibi bir yüzü vardı, ama delinin tekiydi.
كان لديه وجه طفل، لكنه كان مجنوناً.

Köşeli bir yüzü vardı.
كان لديه وجه مربع

Sevecen bir yüzü vardı.
إن لديه وجه طيب.

ama onun aptal gibi bir yüz ifadesi var.
لكنه لديه وجه أبله

Büyük bir suratı vardı sadece. Kahverengi saçlıydı.
بل لديه وجه كبير.

Fakat Lance'in milyon dolarlık bir yüze sahip olduğuna dair takıntısı var.
(لكن الشيء المميز في (لانس أنه لديه وجه بمليون دولار