| bense hala bir bakir ve meteliksizdim Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أما أنا فكنت لا أزال بتولاً؛ وأعزب ومفلساً؛ لم يكن لديّ خيار آخر |
| Ama Başka seçeneğim yoktu. Ya size gelecek ya da onu düşmanlarına bırakacaktım. | Open Subtitles | لكن ليس لديّ خيار آخر، ما لم أسلمه بالكامل إلى أعداءه. |
| Ve sana tarihteki en kötü telesekreter mesajını bırakmak üzere olduğumu biliyorum ama Başka bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | الاتصال بكل رقم أعطيته لي و اعرف اني على وشك ترك أسوأ رسالة صوتية في التاريخ , لكن ليس لديّ خيار آخر |
| Bak, ne düşündüğünü biliyorum. Ama Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | إسمع, أعرف ما تفكر به, لكن لم يكن لديّ خيار |
| Başka bir şansım var mı? | Open Subtitles | هل لديّ خيار آخر؟ |
| Şimdi kimliğimin açığa çıkma tehlikesi var, Başka çarem yok. | Open Subtitles | والآن بما أن هويتي أصبحت مهددة، ليس لديّ خيار |
| Başka bir şansım olsun isterdim. Bu senin için zor oldu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً,أتمنى لو كان لديّ خيار آخر أعلم بأن هذا كان صعباً عليك |
| Sadakati tercih etmiştim. Buradayken seçme şansım yok. | Open Subtitles | كنت مخلصاً بإختياري ولكن هنا، ليس لديّ خيار |
| Adım adım başa dönüp, o yeri bulmalıyım. Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | عليّ أن أعيد تتبّع تلك الخطوات لأجد ذلك الموقع ليس لديّ خيار |
| Başkan Hanım, üzgünüm ama görevimden istifa etmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، أخشى من أنه ليس لديّ خيار سوى الاستقالة من منصب رئيس مستشارينك |
| O benim babam. Ona bağlıyım çünkü Başka seçeneğim var mı? | Open Subtitles | إنه والدي،أقف لجانبه لأنه ليس لديّ خيار آخر |
| Kira vermezsen, ödeme yapamam ve Başka seçeneğim kalmaz. | Open Subtitles | إذا لم تدفع الإيجار، لن أستطيع تسديد المستحقات ولن يكون لديّ خيار. |
| Bu delilik. İnan bana, Başka seçeneğim olsaydı gitmezdim. | Open Subtitles | صدقيني، لم أكن لـأذهب إذا كان لديّ خيار. |
| - Başka seçeneğim yoktu. - Öyleyse şimdi seç bakalım. | Open Subtitles | ـ كان لم يكن لديّ خيار ـ لذا إختر الأن |
| Sonraki şey, onun koruması olduğumu söylemekti. Bu kaçış için Başka bir seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | الشيء الآخر، هو أخبرني أنّي حمايته لم يكن لديّ خيار عن الهروب |
| Lider olarak Başka bir seçeneğim yoktu ve inanın bana bu sorumluluk beni huzursuz ediyor ama cephede bir adamı bırakmam gerekiyor. | Open Subtitles | كأمير للرحلة , لم يكن لديّ خيار صدقوني ليس من عاداتي ترك الجندي وحيداً في المعركة |
| Seni öldürmek istemiyorum, ama bu geminin kontrollerini hemen geri vermezsen Başka şansım kalmayacak. | Open Subtitles | انظر، أنا لا أريد قتلك لكن إذا كنت لن تعيد إليّ السيطرة على هذه السفينة فليس لديّ خيار |
| Başka bir şansım var mıydı ki? | Open Subtitles | أكان لديّ خيار آخر؟ |
| Bu bir hademe acil durumu ve buna ilk önceliğimi vermekten Başka çarem yok. | Open Subtitles | هذه حالة طارئة في قطاع التنظيف، وليس لديّ خيار إلا جعلها أولويتي رقم واحد |
| Üzgünüm ama seçeneğim yoktu. İstediğini vermek zorundaydım. | Open Subtitles | أنا آسف، لكن ليس لديّ خيار يجب أن أعطيه بُغيَتَه |