Bu seferlik mesai yazmayacağım. Ama bilsen iyi olur. Benim kendime ait bir hayatım var. | Open Subtitles | من المفترض أن أغادر عند الساعه 11 و النصف لا أقول هذا لأحاسبك ، و لكن لعلمك لدي حياتي الخاصه |
Benim de bir hayatım var ve sen bunu değiştiremezsin. | Open Subtitles | لكن لدي حياتي أيضاً ولا يمكنكِ تغير حياتك بحياتي |
Tüm bunları makul kılabilirim çünkü benim bir hayatım var, oğlum vardı onu görebilirdim, onunla konuşabilirdim. | Open Subtitles | يمكننى ان اُسوَغ كل هذا لأنه لدي حياتي وكان لدي ابني كان بامكاني ان اره، واتحدث اليه |
Benim kendi hayatım var. | Open Subtitles | أعني , أنا لدي حياتي, |
Benim kendi hayatım ve kendi kahrolası sorunlarım var. | Open Subtitles | لدي حياتي ومشاكلي الخاصة |
Meşguldüm. Benim bir hayatım var. Nino'yu dövmüşler. | Open Subtitles | لقد كنت مشغوله لدي حياتي لقد اصيب نينو |
bir hayatım var. Neden böyle konuşuyorsun, Marie? | Open Subtitles | لدي حياتي ، لم تقولين ذلك ماري ؟ |
Anlıyorum. - Benim de bir hayatım var. | Open Subtitles | و انا لدي حياتي كما تعلم يا "ادوارد" |
Benim de bir hayatım var, bunu anlamalısın. | Open Subtitles | عليك أن تفهم لدي حياتي الخاصة |
Şimdi bir hayatım var. | Open Subtitles | لدي حياتي الآن. |
Çünkü benim de bir hayatım var. | Open Subtitles | لأن لدي حياتي الخاصة |