| Devrimden sağ çıkabildiğime göre bununla da baş edebilirim Sanırım. | Open Subtitles | نجوت من ثورة لذا أفترض أن بوسعي تخطي هذا |
| Sanırım son sözlerinin ne olduğunu sormalıyım, değil mi? | Open Subtitles | لذا,أفترض أنه على أن أسألك لكلماتك الأخيرة,صحيح |
| Merhaba Vanessa, benim uzun süredir senden haber alamadım Sanırım benimle konuşmak istemiyorsun. | Open Subtitles | هذا أنا لم أسمع أخباراً عنك منذ فترة لذا أفترض أنك لا تريدين سماع أخباري |
| Ama birşeyler sakladığı çok açıktı, ve Sanırım sen de saklıyorsun. | Open Subtitles | لكن كان واضحاً أنها تخفي شيئاً ما، لذا أفترض أنك تفعل أيضاً |
| Onu hemencecik öldürdü Sanırım ben şanslıydım. | Open Subtitles | رِقــة قتلته بسرعة فائقة لذا أفترض بإني كنتُ محظوظة |
| Sanırım ikimiz de sakarız değil mi? | Open Subtitles | وقد أعاده الى فمها لذا أفترض ان كلانا مغفلان، صحيح؟ |
| Onu evlat edinmeyeceğimize göre .Sanırım burada kalması yasal bir sorun oluşturmaz. | Open Subtitles | نحن لن نتبناه، لذا أفترض إنه لا توجد مسألة غير شرعية إن بقي هنا |
| Köpek oluyorsun Sanırım bu durumda. | Open Subtitles | لكنكِ ظهرتِ بالصورة ، لذا أفترض أن هذا يجعلكِ الكلب |
| Hem zaten annem ve babam hayatlarımızın normale dönmesini istiyor Sanırım böyle de olacak. | Open Subtitles | كما أن أمي وأبي يريدان أن تعود حياتنا إلى طبيعتها لذا أفترض أن هذا ما يحدث |
| Sanırım bu da dağ köylüsü jakuzisi. Evet. | Open Subtitles | لذا أفترض أنّ هذا الجاكوزي الخاص بهم |
| Sanırım profesör bizi kurtarmayacak, değil mi? | Open Subtitles | لذا أفترض أن الأستاذ لن يساعدنا، صحيح؟ |
| Sanırım profesör bizi kurtarmayacak, değil mi? | Open Subtitles | لذا أفترض أن الأستاذ لن يساعدنا، صحيح؟ |
| Sanırım San Francisco'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | لذا أفترض سوف نذهب لـسان فرانسيسكو |
| Afrikalı. Sizden geldi ve Sanırım Amsterdam'dan geliyor. | Open Subtitles | جاء من طرفك لذا أفترض بأنه جاء عن طريق (أمستردام). |
| Little Betty'den gelen mailde ürün geliştirmede çalışacağım yazıyordu Sanırım yeni kekler için beyin fırtınası yapacağım. | Open Subtitles | الخطاب الالكتروني من (ليتل بيتي) ذكر أني سأعمل في تطوير المنتجات لذا أفترض أني سأبتكر أفكار جديدة لكعكات التسالي |
| O halde Sanırım geri dönüyoruz. | Open Subtitles | لذا أفترض أنه يجب أن نعود |
| Sanırım, senden düşük faizli borç istemek için kötü zaman. | Open Subtitles | لذا. أفترض أن هذا توقيت سئ |
| Bu yüzden,Sanırım bu durumlarda onun geleceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لذا أفترض عندما يأتيالوقتلذا،أنا .. سأفكر في مستقبله ... . |
| Siz bir hukuk öğrencisisiniz Bayan Castillo bu yüzden Sanırım mahkeme için "yalancı şahitliği" tanımlayabilirsiniz? | Open Subtitles | أنتِ طالبة قانون، آنسة (كاستيلو)، لذا أفترض |
| Siz bir hukuk öğrencisisiniz Bayan Castillo bu yüzden Sanırım mahkeme için "yalancı şahitliği" tanımlayabilirsiniz? | Open Subtitles | أنتِ طالبة قانون، آنسة (كاستيلو)، لذا أفترض هذا يعني أن بإمكانك تعريف "الحنث" للمحكمة؟ |