| O'nunla konuşmak için bile yeteri kadar iyi değilim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لستُ جيداً بما فيه الكفاية لكي أتحدث حتى إليها، أليس كذلك؟ |
| Evet ama bu kağıt işlerinde iyi değilim. | Open Subtitles | حسناً، ولكني لستُ جيداً بتلك الأعمال الكتابية |
| İlişkileri devam ettirmekte pek iyi değilim. | Open Subtitles | لستُ جيداً بالشكل الكافي بالمحافظة على لقاءات الأصدقاء |
| İki dakika önce kızın için yeteri kadar iyi olmadığımı söyledin. | Open Subtitles | حَسناً، منذ دقيقتين لقد أخبرتيني أنني لستُ جيداً بما فيه الكفاية لإبنتكِ |
| Her zaman hissettiklerimi söylemede iyi olmadığımı duydum ama geçen gece için çok üzgünüm. | Open Subtitles | قد سمعتُ أنني لستُ جيداً بالتحدث، حول مشاعري، على الدوام -ولهذا، أنا آسف حول البارحة |
| İnsanlarla aranız pek iyi değil, değil mi efendim? | Open Subtitles | أنت لستُ جيداً مع الناس هل أنت كذلك سيدي؟ |
| Neden? Görünen o ki şirket kurallarına uymakta pek başarılı değilim. | Open Subtitles | على ما يبدو , أنني لستُ جيداً كثيراً بالتزام خطّ الشركة |
| Ben İngilizce olarak büyük sözlerde iyi değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ جيداً بالكلمات الطويلة باللغة الأنجليزية. |
| Bakın, ben konuşmacılıkta iyi değilim.. | Open Subtitles | إستمعوا، أنا لستُ جيداً في إلقاء الخطبِ على العامة |
| Bu tarz şeylerde iyi değilim. Ailem çok mutlu bir çiftti. | Open Subtitles | ، أنا لستُ جيداً في تلك الاشياء أتعلم ، والديّ لديهم حياة زوجية سعيدة |
| Politikaya kendimi adayabilirim ama politikanın bu tarzında hiç iyi değilim. | Open Subtitles | بإمكاني العمل في السياسة، ولكني لستُ جيداً في هذا النوع من السياسة |
| Politikaya kendimi adayabilirim ama politikanın bu tarzında hiç iyi değilim. | Open Subtitles | بإمكاني العمل في السياسة، ولكنّي لستُ جيداً في هذا النوع من السياسة |
| İşaretleri okumakta çok iyi değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ جيداً في قراءة العلامات الظاهرية |
| Bu tarz konuşmaları yapmakta iyi değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ جيداً في الكلام المختصر على حقائق الأمور، |
| Hemen kızma bana, iyi bir öğretmenim olmasına rağmen bunu çalmada pek iyi değilim. | Open Subtitles | الآن، لا تحكُم علي.. لستُ جيداً بما يكفي رغم أنني كنتُ أملك مُعلمة ممتازة |
| Yani, çok iyi değilim, ama işte, bana da eğlence çıkmış olur. | Open Subtitles | أنا لستُ جيداً جداً، ولكن قد أستمتع بالمحاولة من أجلك |
| İlk defa sizin evde bunu denedim ve bu işte çokta iyi değilim. | Open Subtitles | إنه منزلي الأول ، أنا لستُ جيداً في هذا |
| Tüm yaşamımı onun kadar iyi olmadığımı düşünerek geçirdim ama sen tek kişiydin... | Open Subtitles | ،لقد قضيتُ عمري أفكّر أنّي لستُ جيداً مثله ... لكنّك الشخص الوحيد |
| Bayan Robinson, burda yatıp kızın için yeteri kadar iyi olmadığımı söylüyorsun. | Open Subtitles | سّيدة (روبنسن)، أنتِ تنامين هنا و تخبريني أنني لستُ جيداً بما فيه الكفاية لإبنتكِ |
| Joe bana hücresini gösterecek hani şu yerleşmek için yeterince iyi olmadığımı düşündüğü yeri. | Open Subtitles | (جو) سوف يريني زنزانتهُ تلك التي يعتقد أني لستُ جيداً بما فيهِ الكفاية لأقيم فيها |
| Tüm hayatım boyunca kimse benim için bir bok yapmadı, bu yüzden teşekkür etmek konusunda pek başarılı değilim. | Open Subtitles | لا أحد فعل لي خيرا أبدا في حياتي كُلها لذا أنا لستُ جيداً بقولي شكراً لك |