| Ve Batı dünyasında, fiilen sessizliğe alışkın değiliz. | TED | في العالم الغربي، لسنا معتادين على الصمت أثناء الحديث. |
| Sonlara alışkın değiliz. Korku, heyecan, kaybetme hissi... | Open Subtitles | لسنا معتادين عليها الخوف, القلق, الخسارة |
| Bunları elle yapmaya alışkın değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على تركيبها يدويا. |
| Demem o ki, biz kendi başımıza bir şey yapmaya alışık değiliz hele ki araba sürmek. | Open Subtitles | أعني، لسنا معتادين على عمل أي شيئ ! لأنفسنا ، دع عنك أمر القيادة |
| Bu tür olaylara alışık değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على هذه الأشياء. |
| İyi haber almaya alışık olmadığımızı biliyorum ama görünüşe göre bu iyi bir haber. | Open Subtitles | أعلم أننا لسنا معتادين على استقبال الأنباء السارّة لكن هذا فعلًا نبأ سارّ. |
| İyi haber almaya alışık olmadığımızı biliyorum ama görünüşe göre bu iyi bir haber. | Open Subtitles | أعلم أننا لسنا معتادين على استقبال الأنباء السارّة لكن هذا فعلًا نبأ سارّ. |
| Fiziksel temaslı selamlaşmalara alışkın değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على التّرحيب باللمس الجسدى |
| Bu mahallede böyle şeyler olmasına alışkın değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا معتادين على تلك الأمور بجيرتنا |
| Oh, biz değiliz... alışkın değiliz... | Open Subtitles | حسناً لسنا معتادين على صالات يوجا جميلة |
| - Biz de kırmızı halılara alışkın değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على الزوار - لسنا معتادين على البساط الأحمر - |
| Şey, biz "Pucks" için çok fazla övgü almaya alışık değiliz. | Open Subtitles | لسنا معتادين على تلقى المديح لمسلسل (بوكس) |
| Buna alışık değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا معتادين عليك! |