| Büyük Set Resifi'nin bölgeleri yirmi yıldır aşırı avlamaya karşı korunmuştu. | Open Subtitles | أجزاء شعبة الحاجز المرجانية العظيمة كان قد حميت من نفاذ السمك لعقدين |
| Büyükbabamın yirmi yıldır tuttuğu sırrı sakladığını söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّها كتمت سرّ ما فعله جدّي لعقدين زمنيين |
| yirmi yıldır bununla ilgileniyorum. | Open Subtitles | لقد عملت عليها لعقدين |
| Sohbetten anladığım kadarıyla, Doris'i en azından yirmi yıldır görmemiş. | Open Subtitles | لكن مما فهمت من المحادثة هو أنه لم يرَ (دوريس) لعقدين كحد أقصى، |