|    Bütün teşkilat çöktüğüne göre belki de artık kuralları çiğnemenin zamanı gelmiştir.    | Open Subtitles |     بما أن المنظمة بأكملها انهارت تقريباً، لعلّه ليس الوقت المناسب للتمسك بالإتفاقيات.    | 
|    Bak, belki de insanları başından atmak yerine arayı düzeltme zamanıdır.    | Open Subtitles |     أنصت، لعلّه أوان ترميم جسور الصلح، عوض إلقاء الناس عنها للتهلكة.    | 
|    belki de birkaç gün birbirimize göz kulak olmalıyız.    | Open Subtitles |     لعلّه يجدر بنا البقاء معاً للثلاثة أيام القادمة    | 
|    Eğer erkek yaparsa muhtemelen daha iyidir çünkü birinin yapması gerekir.    | Open Subtitles |     لعلّه من الأفضل للرّجل أن يتّخذه، بسبب أنّ لابدّ من ذلك.    | 
|    muhtemelen durup... ..gelmelerini beklemeliyiz. Hemen arkamızda olabilirler.    | Open Subtitles |     لعلّه يحسن بنا الانتظار وننظر إن كانوا سيحضرون، قد يكونون خلفنا مباشرةً    | 
|    Şimdi düşünüyorum da belki bu sandığım kadar eğlenceli değilmiş.    | Open Subtitles |     الآن أفكّر أنّه لعلّه ليس بالأمر المرح كما ظننته كان.    | 
|    belki de yıldırımın aynı noktaya iki kez düşmeyeceğine inanıyordur.    | Open Subtitles |     أجل... لعلّه لا يؤمن بأنّ الصاعقة ستصيب المكان نفسه مرّتين    | 
|    Bu belki de bir çeşit fantezi ve hayatımdan kaçmak için güzel bir yoldur.    | Open Subtitles |     لعلّه مجرد عالم من الخيال وطريقة جيدة للهروب من حياتي    | 
|    Biz, çocuklardan konuşmadık bile ama belki de bu Tanrı'nın bana onun çocuk bakabileceğini söylemesidir.    | Open Subtitles |     لم أناقشه حتّى بشأن أن نرزق بأطفال، لكن لعلّه الرّب الكريم ينبؤني أنّ هذا الرجل هوّ الصائن    | 
|    belki de, yönetmeninin, sete niye bir saat geç geldiğini bilmek istiyordur.    | Open Subtitles |     لعلّه يريد معرفة سبب وصول مخرجه متأخراً لموقع التصوير    | 
|    Eskisi gibi gerçek bir dev olmayabilirsin, ama belki de böylesi daha iyidir.    | Open Subtitles |     حسناً، لعلّك لم تعد الغول الذي كنت عليه ذي قبل. لكن لعلّه ليس أمراً سيئاً.    | 
|    Yani diyorum ki, belki de sevgilin, kendiyle barışık, başka erkeklerin penisini ellemeyi seven güzel bir geydir.    | Open Subtitles |     خلاصة الأمر أن صديقكِ لعلّه يكون فتى شاذ وجميل، يحب فرك ولمس أعضاء الرجال الآخرون.    | 
|    belki de senin meseleyi çözdüğünü düşünüyor ve seni yok etmek istiyor.    | Open Subtitles |     لعلّه يظن بأنّك إقتربت كثيراً ويريد القضاء عليك.    | 
|    İki kutuyu da sana yollamış. belki de bana nasıl ulaşacağını bilmiyor.    | Open Subtitles |     قد بعث بالطردين إليكِ، لعلّه لا يعرف كيف يجدني    | 
|    Evet, o beş yıl önceydi. belki de sadece tutuklanmamakta daha beceriklidir.    | Open Subtitles |     أجل , ذلك كان منذ 5 سنوات لعلّه تحسّن بما لا يسمح باعتقاله    | 
|    belki de cadılara karşı olan gizli silahını kaybetmek istememiştir.    | Open Subtitles |     لعلّه لم يُرِد خسارة سلاحه السرّيّ ضدّ الساحرات    | 
|    Tatile çıkmış olabilir. belki de üst katta sonbahar uykusuna yatmıştır.    | Open Subtitles |     لعلّه في عطلة أو ينعم بهجوع خريفيّ في الأعلى.    | 
|    belki de içten içe onun senin gerçek aşkın olduğunu ve onunla ayrılmanın çok büyük bir hata olduğunu düşünüyorsundur.    | Open Subtitles |     لعلّه في أعماقك حبّك الحقيقيّ الأوحد، وربّما انفصالك عنه كان خطأ جسيم.    | 
|    Bir yıldız burunlu köstebek, ...muhtemelen gezegendeki en sıra dışı burna sahip canlı.    | Open Subtitles |     الخلد ذو الأنف النجمي لعلّه المالك لأغرب أنف على وجه المعمورة    | 
|    Ağacın koruması olmadan... muhtemelen istediğini yaptırabileceği... yeteri kadar yarı titan olduğunun farkına vardı.    | Open Subtitles |     لعلّه تبيّن أنّ ثمّة أنصاف جبابرة كفاية هنا ليحضروا له ما يريد.    | 
|    Bak, dikkatli ol. muhtemelen bir emniyet tedbiri koymuştur.    | Open Subtitles |     أنصتي، توخّي الحذر لعلّه زوّدها بنظام تأمين    | 
|    belki bu iyi bir şeydir. Abine bir iş, bir sorumluluk verdi.    | Open Subtitles |     لعلّه أمر جيّد لقد منح شقيقكَ وظيفة ومسؤوليّة    |