| Hakkında Tüm l bakım Grand Design sürdürmektedir, ama Bunu yapmak için, ben yakında papaz ruhunu iddia gerekir. | Open Subtitles | كل ما أهتم به هو أن أحافظ على الترتيب لكن لفعل هذا ، فيجب أن أحصد روح القسيس قريباً |
| Bunu yapmak için buradan daha uygun bir yer düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا يُمكننى التفكير فى مكان أفضل من هنا لفعل هذا |
| Açıkçası, Başkan Yardımcısı Bunun için artık çok geç olduğunun herkes kadar bilincinde. | Open Subtitles | بصراحه , نائب الرئيس يعلم كأي شخص آخر أنه أصبح متاخر لفعل هذا |
| Bekle bir dakika, bunu yapmanın büyülü bir yolu olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | انتظر لحظة، لقد قلت بأنه لا توجد طريقة سحرية لفعل هذا |
| Eğer "tereddüt" kelimesini dediğimi bile duyduysan Bunu yapmana gerek yok. | Open Subtitles | كما لو أنك تسمعني أقول كلمة شك لست مضطرا لفعل هذا |
| Bütün vakitlerini Buna ayırdılar. Ve çok iyiler. | Open Subtitles | لقد سلّموا وقت فراغهم لفعل هذا,وهم يجيدونه |
| Bilmiyormusun, ya da... Bunu yapmaya razı değil misin? | Open Subtitles | أنت لا تعلم أم أنت لا تعلم اذا كنت مستعداً لفعل هذا |
| Bisikletçi grubu vardı. Eğer istemiyorsan Bunu yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | تعلم أنّكَ لستَ مضطرّاً لفعل هذا إن لم تكن تريد. |
| Bunu yapmak için sarf ettiği çabayı hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك تخيل كميه القوه التي تلزم لفعل هذا ؟ |
| Bana bunun birazını bile göstersen sana Bunu yapmak zorunda kalmazdım. | Open Subtitles | أتعلمين، لو كنتِ أبديت لي لمحة وفاء، لما اضطررت لفعل هذا. |
| Bunu yapmak için iki yöneticinin aynı anda baskılarını taraması gerekir. | Open Subtitles | فهذا بحاجة موظفين ومسح بصماتهم في في آن واحد لفعل هذا. |
| Ve bence, sadece Bunu yapmak için bile iş camiası mükemmel bir konumda. | TED | وأعتقد أن مجتمع الشركات هي أفضل مكان لفعل هذا. |
| DNA fanatiği değiliz, ama DNA Bunu yapmak için en ucuz, en kolay anlaşılır ve en kolay programlanabilir şey. | TED | نحن مهوسو حمض نووي والحمض النووي هو الأرخص, والأسهل في الفهم و الأسهل للاستخدام لبرمجة المواد لفعل هذا |
| Evet Bunun için yapılmış özel bir malzeme bulman gerek. | Open Subtitles | صحيح، الآن عليك أن تعثر على عدة محددة لفعل هذا. |
| Doğduğundan itibaren Bunun için eğitilir, sadece Bunun için. | Open Subtitles | من لحظة الولادة هي دُربت لفعل هذا و فقط ذلك |
| Belki de Bunun için gitmek zamanı, gerçekten liderleri etkilemek. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لفعل هذا لإثارة إعجاب القادة |
| bunu yapmanın tek yolu da beni buradan canlı çıkartmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لفعل هذا هو أن تخرجيني من هنا حيًا. |
| Ve bunu yapmanın en iyi yolu da kadın ticaretini yapan kadını bulmak. | Open Subtitles | والطريقة الأفضل لفعل هذا هى بإكتشاف الشخص الذي يقوم بالإتجار في هؤلاء النساء |
| Aptal dedi. Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | تقول ان هذا غباء لم يكن ما يدعوك لفعل هذا |
| Bunu yapmak istemiyorsan Buna zorunlu değilsin. | Open Subtitles | أجل تفضل لست مضطراً لفعل هذا إن كنت لا تريد |
| Bunu yapmaya ne ara vakit buldunuz? | Open Subtitles | كيف يا رفاق وجدتم الوقت الكافي لفعل هذا ؟ |
| Eğer bunu yapacak gücüm olduğunu düşünüyorsan sana duş almanı emretmez miydim sence? | Open Subtitles | إذا كنت تظن أن لي القوة لفعل هذا ألا تظن أنني سامرك بالاغتسال؟ |
| Bunu yaptığın için sağol hayatım. Gerçekten eğlenceli olacak. | Open Subtitles | شكراً لفعل هذا عزيزتي أعتقد أنها ستكون أمسيه لطيفه |
| Öyle demiştin. Alex'i kendi istediğim kalıba göre şekillendirmedim. Bunu yapmam gerekmiyordu. | Open Subtitles | لم أعِد تشكيل شخصية (أليكس) لتكون مثل شخصيتي، لم أحتج لفعل هذا |
| Az kalsın bunu yaptığım için kötü hissedecektim, bilirsin, geçmişimiz yüzünden falan. | Open Subtitles | أشعر بالقليل من السوء لفعل هذا نظراً لتاريخنا معاً |
| İlk yapmaya niyetlendiğim bunu yapabilmek için farklı bir malzeme paletine bakmaktı. | TED | ما اقترحت فعله في البداية هو النظر إلى مجموعة من المواد لفعل هذا الأمر. |