| Onunla hastanede tanışmıştım. | Open Subtitles | لقد إلتقيت بها ذات مرة بالمستشفى. |
| Onunla Warner benim geliştirdiğim metinden dolayı dava açtığında tanışmıştım. | Open Subtitles | لقد إلتقيت به عندما كان (وورنر) يُحاكم لقاء المذكرة التي كتبتها؟ |
| Ama, eski bir dostuma rastladım ve bu sayede bütün kapılar açıldı. | Open Subtitles | لكن , لقد إلتقيت صديقاً قديماً أعرفه , و قد ساعدني كثيراً |
| Biraz önce önemli bir psikofarmolojiste rastladım. | Open Subtitles | لقد إلتقيت للتو بمسوق للأدوية المهلوسة مشهور. |
| Jakarta'ya kırsaldan gelmiş bir grup evsiz çocukla karşılaştım, bir tren istasyonunda yaşıyorlardı. | TED | لقد إلتقيت بعصبة من الأطفال المشردين الذين جاءوا إلى جاكرتا من الريف، وأنتهى بهم الحال بالعيش في محطة القطار. |
| Geçen hafta bölge âmiriyle gençlere özgü birimler hakkında görüştüm. | Open Subtitles | لقد إلتقيت مع مدير القسم من أجل وحدة الأحداث في الأسبوع الماضي |
| Tamam, tatlım, Kevin ile yeni tanışmıştın. | Open Subtitles | حسنا, عزيزتي, أتعرفين لقد إلتقيت ب (كيفين) من فترة قريبة |
| Onunla, "Mezarın üzerinde dans edeceğim" isimli bir realite şovda tanışmıştım. | Open Subtitles | لقد إلتقيت به في برنامج واقعي (إسمه (سأرقص على قبرك |
| Evet, onunla tanışmıştım. | Open Subtitles | نعم لقد إلتقيت به |
| Onunla tanışmıştım aslında. | Open Subtitles | لقد إلتقيت به بالفعل! |
| Frank Wellington'la tanışmıştım. | Open Subtitles | لقد إلتقيت بـ(فرانك ويلنغتون) |
| Target'te ona rastladım ve trole benzeyen bir NYADA birinci sınıf öğrencisinin çarşamba günü yapımcıların karşısına çıkacağını söyledi. | Open Subtitles | أترين، لقد إلتقيت بها، وضمن الحديث أخبرتني أن طالبة جديدة من [نيادا] التي تشبه القزم |
| Clio töreninde Ken Cosgrove ve Birds-Eye'dan Clarence'a rastladım. | Open Subtitles | (حسناً لقد إلتقيت بـ (كين كوسجروف "و (كلارنس بيردز آي) في حفل "كليو |
| Superior'daki vampir olayında Dean'e rastladım. | Open Subtitles | (لقد إلتقيت بـ (دين "إنه يعمل على قضية في "سوبريور |
| Otobüste o ve kardeşiyle karşılaştım kolumu kırdılar. | Open Subtitles | لقد إلتقيت بهم مصادفة هو و أخيه و كسروا يدي |
| Evet, onunla burada çok sık karşılaştım. | Open Subtitles | نعم ، لقد إلتقيت به هنا كثيرا. |
| - Selam. - Selam, az önce Angelo ile karşılaştım da. | Open Subtitles | مرحبا مرحبا ، لقد إلتقيت بأنجيلو |
| Dün iş için biriyle görüştüm. | Open Subtitles | لقد إلتقيت بـشخص بالأمس من اجل العمل |
| Navid, sevgilim. Onunla tanışmıştın. | Open Subtitles | نافيد, صديقي لقد إلتقيت به |