| Orada yüzünü gördüm. Ariel için bunun kötü sonlanacağına kendini inandırmışsın. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك هناك، كنت مقتنعة أن نهاية موضوع أريل ستكون سيئة |
| Telefonla konuşurken yüzünü gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك حينما كنتا نتحدث على الهاتف |
| Anlatmana gerek yok. Uçaktan indiğin zaman yüzünü gördüm. | Open Subtitles | لا يجب عليكِ إخباري بذلك لقد رأيت وجهك حينما نزلتِ من تلك الطائرة |
| Bu sabah yüzünü gördüm. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تكون صريحًا معي لقد رأيت وجهك هذا الصباح |
| Sorun yok. - Jordan. Suratının halini gördüm. | Open Subtitles | (جوردان), لقد رأيت وجهك. |
| yüzünü gördüm, seni rahatsız eden bir şey olduğunu anladım. | Open Subtitles | , لقد رأيت وجهك كان هناك شئ يزعجك |
| Onu öptüğünde yüzünü gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك و أنت تقبلينه |
| Onu öptüğünde yüzünü gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك و أنت تقبلينه |
| yüzünü gördüm şerefsiz! | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك ايها السافل |
| yüzünü gördüm Holly. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك , هولى |
| # Senin yüzünü gördüm # | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك |
| # Senin yüzünü gördüm # | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك |
| yüzünü gördüm! | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك! |