| Çiçek sepetim için çiçek toplamamda bana yardım etti. | Open Subtitles | لقد ساعدني باختيار الزهور من أجل سلّة زهور الزفاف |
| Geçen gün arabamın tekerini değiştirirken bana yardım etti. | Open Subtitles | لا , لقد ساعدني تغيير اطارات سيارتي في اليوم الآخر. |
| Geçen gece bana yardım etti, | Open Subtitles | لقد ساعدني في جالسة تصوير الليلة الماضية |
| Birkaç ay önce bir sorunum vardı bana yardımcı olmuştu. | Open Subtitles | كان لدي مشكلة . لقد ساعدني من شهور قليلة مضت. |
| Haku bana yardım etmişti. Şimdi de ben ona yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد ساعدني هاكو سابقا والآن اريد مساعدته |
| En sevdiklerimden biridir. Annem konusunda bana çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | إنّه أحد الكتب المفضّلة لديّ، لقد ساعدني كثيراً مع أمّي |
| Evet, buna onay vermemesine rağmen bana yardım etti. | Open Subtitles | .إني كذلك لقد ساعدني ، بالرغم .أنهُ لمْ يوافق على هذا |
| Evet, buna onay vermemesine rağmen bana yardım etti. | Open Subtitles | بالفعل لقد ساعدني مع أنه لا يوافق على هذا |
| bana yardım etti. Bana çok iyi davranırdı. | Open Subtitles | لقد ساعدني وكان لطيفاً معي حقاً |
| Geçen akşam düştüğümde bana yardım etti. | Open Subtitles | لقد ساعدني بمعاجلة كاحلي بالامس |
| Zor olduğunu düşündüğüm şeylerde bana yardım etti. | Open Subtitles | لقد ساعدني في أمور ظننت أنها كانت صعبة. |
| bana yardım etti. | Open Subtitles | لقد ساعدني .ماذا |
| Pekala, bana yardım etti. | Open Subtitles | حسنا, لقد ساعدني |
| Gerçekten. O bana yardım etti. | Open Subtitles | هذا حقيقي، لقد ساعدني |
| Evet, ateş etmek bana yardımcı oldu. Affetmemi ise oğlum sağladı. | Open Subtitles | أجل ، لقد ساعدني إطلاق النار في التعامل معها ابني جعلني أسامح |
| O, bana yardımcı oldu kendi kanatları altına götürdü. O aslında bizim için savaştı | Open Subtitles | لقد ساعدني ، أخذني تحت جناحيه لقد حارب من أجلنا في الحقيقة |
| Geçmişte bana yardım etmişti, bu dünya ile bağlantılı. | Open Subtitles | لقد ساعدني في الماضي، وهُو مُرتبط بهذا العالم. |
| Koca Mike 20 sene önce şehri terketmemde bana yardım etmişti. | Open Subtitles | لقد ساعدني والدك للهرب منذ عشرون عاماَ |
| Nerede olduğunu bana mesaj atman bir bakıma yardımcı oldu. | Open Subtitles | لقد ساعدني نوعاً ما أنكِ أرسلتي لي عن مكان تواجدك |
| Görme kaybı, dünyayla bağlarımı kopartan şeylerden kendimi uzaklaştırmamda yardımcı oldu. | TED | لقد ساعدني فقدان البصر أن أخذني بعيدًا عن الأشياء التي فصلتني عن العالم. |
| O kaçmama yardım etti. Baba Mildew'e hayatımı borçluyum. | Open Subtitles | لقد ساعدني على الهروب أبي, أنا أدين حياتي لـ(ميلدو) |