| Onu bulduğumda baygındı, yediği bir şeyden olduğunu söyledi ama E. Coil, salmonella testleri falan negatifti. | Open Subtitles | لقد كان فاقد الوعي عندما وجدته لقد قال إنه بسبب شيء ما أكله لكن نتائج الاختبارات للبكتيريا المسببة لتسمم الطعام جميعها سلبية |
| Neyse, o bunun tamamen amatörce olduğunu söyledi. | Open Subtitles | عموماً لقد قال إنه طلبٌ غير احترافي |
| Her şeyi değiştirmek üzere olduğunu söyledi. Bilim, tıp, din... | Open Subtitles | لقد قال إنه على وشك تغيير كل شيء العلوم , الدواء , العقيدة... |
| - Çok iyi bir sunum olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه كان إعلاناً رائعاً |
| - O sadece "emin olduğunu" söyledi. | Open Subtitles | - لقد قال " إنه متأكد من ذلك فحسب " |
| Hayır, özel olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا, لقد قال إنه أمر شخصي |
| Bunun, onların işareti olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه وَسْمُهم |
| Acil olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه عاجل |
| El'in ezelî düşmanı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه العدو اللدود لـ"اليد". |
| - Benim gibi, bizim gibi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه كان مثلي، مثلنا |
| Mullins olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه هو |