| -Dün akşam parası vardı. Belki tavla oynadı. -Öğrenmeye çalış. | Open Subtitles | لقد كان يملك مال كافي الليلة الاضية ربما كان يقامر |
| Şu anda hepinizin gözünde gördüğüm ümit ışıltısı onda da vardı. | Open Subtitles | لقد كان يملك ذلك البصيص من الأمل في عينيه والذي استطيع أن أراه الآن في جميع أعينكم |
| Parası vardı o uyduruk hediye dükkânından kazanamayacak kadar çok parası. | Open Subtitles | لقد كان يملك المال وليس من وظيفته بذلك المتجر الرخيص |
| Kaçmak için şansı vardı,ama arkasına baktı ki bunu yapmamalıyız bu yüzden anıları da biblolara ya da sembollere ev hediyelerine inanmalıyım ama baba, sana bunu arkana bakmamanı hatırlatsın diye getirdim. | Open Subtitles | لقد كان يملك فرصة للهروب لكنه نظر للخلف وذلك شيء لا يجب ان نقوم بفعله ولهذا لا يجب ان اؤمن بالهدايا التذكارية او الحلية |
| Çünkü şurasında gamze vardı. | Open Subtitles | لقد كان يملك ألطف دمامل، هنا بالضبط. |
| Fevkalade bir dokunuşu vardı. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد كان يملك أكثر اللمسات روعة |
| Babanın sadece çok temiz kalbi vardı. | Open Subtitles | لقد كان يملك قلباً كبيراً |
| Hayır, onda telefon numaram vardı. | Open Subtitles | كلا, لقد كان يملك رقم هاتفي |
| Ethan'ın ihtiyacı olan ilaç vardı. | Open Subtitles | لقد كان يملك العلاج الذي يحتاجه (إيثان). |
| Bıçağı vardı... | Open Subtitles | لقد كان يملك سكين ... لا أظن |