| Açar açmaz ondan nefret ettim. | TED | لقد كرهت تلك اللحظة التي قمت بتشغيلها فيها |
| Önceleri New York'tan nefret ettim. | Open Subtitles | لقد كرهت نيويورك بعض الشيء عندما اتيت إليها في البدايه |
| Cookie'nin ne yapabileceğini bana anlatma. O zaman senden nefret ettim. | Open Subtitles | ستيفن، لا تخبرني ما كان يمكن أن تفعله كوكي لقد كرهت حينها |
| İlk yılımızda aynı odadaydık ve ben o günden beri ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لقد كرهت إيفان تقريباً لسنتان الآن، منذ أن عشنّا سوية في سنة المبتدئين. |
| Ah, New York'tan nefret ederdim. O Park Avenue'deki kalabalık. | Open Subtitles | لقد كرهت نيويورك وكل تلك الزحمة في جادة بارك |
| Avrupa'da olduğun onca yıldan nefret etmiştim. | Open Subtitles | لقد كرهت كل تلك السنوات عندما كنت في أوروبا |
| Hayır, düğümlerden hep nefret etmişimdir. | Open Subtitles | لقد كرهت دائماً الأحياء الفقيرة |
| Yazarlık tıkanması sırasında acı çektiğini görmekten nefret ettim. | Open Subtitles | لقد كرهت رؤيتكم يعانون من الكتلة التي الكاتب. |
| Bu arada bilgin olsun. Koreografinden hep nefret ettim. Seksenlerde kalmış. | Open Subtitles | من أجل توضيح ذلك لقد كرهت غطرستك دائماً لذلك الوداع |
| İlk başta, başkalarından farklı olmaktan nefret ettim ama kaderden kaçılamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | في البداية , لقد كرهت ان اكون مختلف عن الاخرين لكن انا علمت اني لا استطيع الهروب من قدري |
| Senin yaptığını gördüm, nefret ettim, daha iyisini yaparım dedim. | Open Subtitles | رأيت مافعلت, لقد كرهت هذا على الرغم من أنني أستطيع أن أفعل أفضل من هذا |
| Victoria, Heidi Klum ile dışarı çıkmaktan nefret ettim. | Open Subtitles | أوه، فيكتوريا، لقد كرهت تعود هايدي كلوم. |
| Çocukluğumdan beri kaybetmekten hep nefret ettim. | Open Subtitles | لقد كرهت دائما الخسارة، منذ أن كنتُ طفلة |
| Hayattayken nefret ettim, geri dönmesinden de nefret ettim. | Open Subtitles | لقد كرهت له عندما كان على قيد الحياة، و لقد كرهت له العودة حتى أكثر من ذلك. |
| Senin gibi ateş eden birinin kaçması gerekmez. Silahşörlerden nefret ediyorum artık. | Open Subtitles | لقد كرهت المجنون الذي أصبحته و لو لم يتأخر الوقت تماماً يا كوبريت |
| Rachel Witchburn'den nefret ediyorum daha okulun ilk yılında annenin kollarındasın dediğinden beri. | Open Subtitles | لقد كرهت رايتشل بيرن عندما اخبرتني انني عندي اذرع ام طالب جديد |
| Ah, New York'tan nefret ederdim. O Park Avenue'deki kalabalık. | Open Subtitles | لقد كرهت نيويورك وكل تلك الزحمة في جادة بارك |
| Buz dilden hep nefret ederdim. Bazen de dudakları yağIı olurdu. | Open Subtitles | لقد كرهت دوما الثلج وقد بدت شفتيه زلقه جدا. |
| Bu sesten nefret etmiştim. Benim kriptonitim buydu. | Open Subtitles | لقد كرهت هذا الصوت, لقد كان مصدر ضعفي. |
| Bakın, bilinmeyenlerden her zaman nefret etmişimdir. | Open Subtitles | أترين ، لقد كرهت دائما المجهول |
| Bu kurumun bizden içimizi açmamızı istemesinden nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد كرهت إصرارهم على أن أكون منفتحًا وأعبر عما بداخلي |
| Onun iyiliğini isterim fakat dediğiniz gibi o adamdan nefret ediyordu. | Open Subtitles | أتمني لها الخير، ولكن أجل لقد كرهت ذلك الرجل. |
| Senden farklı olduğu için kardeşinden nefret ediyordun. | Open Subtitles | لقد كرهت أخاك لأنّه كان مُختلفاً عنكَ. |