Böylece ben ne zaman yaratıcılığa baksam aynı zamanda onun hayattaki her şeyde baktığım çağrıştırmaları bastırmak için kullandığım bu duygu veya yetmezlik olduğunu düşünürüm. | TED | ولهذ عندما انظر للابداعية انا ايضا افكر انها هذا الحس او عدم القدرة لقمع نظرتي في علاقات أي شئ في الحياة تحديداً. |
Romanya'da sivil savaşı bastırmak için NATO mücadelesi devam ediyor. | Open Subtitles | في رومانيا إحتلال منظمة حلف شمال الأطلسي يَستمر في محاولة لقمع الحرب الأهلية المتزايدة |
Bunun farkındayız. Vahşi doğamızı bastırmak için çok şey yaptık. | Open Subtitles | ندرك هذا، وقد عملنا كثيرا لقمع طبيعتنا العنيفة، |
Bunu halkınızı korumak için mi yapıyorsunuz, terörist saldırılara karşı mı, yoksa halk üzerinde baskı kurmak için mi ? | TED | هل تفعلون ذلك لحماية شعبكم ضد الاعتداءات الإرهابية، أم لقمع الشعب؟ |
Glee kulübünü ve söylemeye çalıştıklarımızı durmadan bastırmaya çalışan ve ardı kesilmeyen denemelerine karşı çıkmak için. | Open Subtitles | انها حول التمرد ضد محاولاتك المتكررة لقمع نادي جلي وما نحاول قوله |
İçindeki Hexenbiest'i bastırmanın bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة لقمع الهيكسنبيست بداخلها |
- Bu çok hassas bir güç dizginleyici kelepçe çifti. Meta insanları durdurmamız için gerekiyor. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}هذه أصفاد حساسة جداً لقمع القدرات نحتاجهم لردع البشر الخارقين |
20 sene önce, Tom'u isyanları bastırması için ulusal desteğin mevzilenmesini istemek için Vali Dunham ile konuşması için baskı yaptı. | Open Subtitles | " قبل 20 عاماً قام بحث " توم للطلب من الحاكم انتشاراً للحرس الوطني لقمع تمرد |
Muhalefeti bastırmak için son derece agresif yöntemlere ihtiyaç vardı. | Open Subtitles | تم إقرار معايير شديدة العنف لقمع المعارضة |
"Güney'in barbarları bastırmak için 6000 askere ihtiyacı var." | Open Subtitles | قطاع الجنوب بحاجة لـ6 الآف جندي لقمع البربر. |
Başkan; herhangi bir isyanı, kanunsuz birlikleri veya komploları bastırmak için askeri güçleri devreye sokabilir. | Open Subtitles | الرئيس لدية السطله الإستعانة بالقوات المسلحة لقمع أي تمرد والمؤامراة والتجمعات الغير قانونية |
Başkan; herhangi bir isyanı, kanunsuz birlikleri veya komploları bastırmak için askeri güçleri devreye sokabilir. | Open Subtitles | الرئيس لدية السطله الإستعانة بالقوات المسلحة لقمع أي تمرد والمؤامراة والتجمعات الغير قانونية |
Kuzeybatıdaki isyancıları bastırmak için onları gönderebilirsiniz. | Open Subtitles | أرسلهم إلى المنطقة الشمالية الغربية لقمع المتمردين. |
Kısaca tiranlar gücü ele geçirdi ve fakir insanların sesini bastırmak için onları öldürdü. | Open Subtitles | وسيطر الطغاة على السلطة لفترة وجيزة وإستخدموا البلطجة لقمع أصوات المواطنين الفقراء |
11 eyaletin valisi de olağanüstü hâl ilan etti ve ayaklanmaları ve protestoları bastırmak için milli muhafız teşkilatından yardım talebinde bulundu. | Open Subtitles | المحافظون في 11 ولاية أعلنوا حالة الطوارىء وطلبوا مساعدة الجيش لقمع الشغب والاحتجاجات |
Rus elçisinin, Amerikan hükümetinin kendi insanlarına baskı uygulamak için dev bir ordu oluşturduğu iddialarını ise reddetti. | Open Subtitles | وأنكر اتهام المندوبَ الروسيَ أن الحكومة الامريكية تهيئ جيشاَ كبيراَ لقمع شعبها |
Tüm bunlar yalan, sıcak hava, insanları baskı altına almak, güç kazanmak için. | Open Subtitles | الامر كله كذب وسخيف لقمع الناس والوصول للسلطة |
Yapay virüsü bastırmaya çalışıyorum çünkü enfeksiyonun temelini oluşturuyor. | Open Subtitles | أنا محاولة لقمع الفيروس الاصطناعي لأنه يبدو أن قاعدة العدوى. |
Çünkü içindeki Hexenbiest'i bastırmanın bir yolu var. | Open Subtitles | لأن هناك طريقة لقمع ( الهيكسنبيست ) بداخلها |
- Bu çok hassas bir güç dizginleyici kelepçe çifti. Meta insanları durdurmamız için gerekiyor. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}هذه أصفاد حساسة جداً لقمع القدرات نحتاجهم لردع البشر الخارقين |
O yüzden iki iğne kullanıyorum: Biri empatimi bastırması için Shanzhong'a diğeriyse zehri kontrol etmesi için Tientu'ya. | Open Subtitles | "ولهذا أستخدم إبرتين، الأولى في (شانزونغ) لقمع إنفعالي العاطفيّ" |