| -Evet ama sanırım bu sefer başka bir şey taşıyormuş. 250 bin dolar bu ceplere çok güzel sığıyor. | Open Subtitles | أجل , لكنني أظنه كان يحمل بهذه المرّة شيئاً مختلفاً فالمئتي خمسين ألف دولار تتلائم مع هذه الجيوب |
| Normalde onunla konuştuğumda, orada olduğunu beni dinlediğini hissederim ama sanırım artık pes ediyor. | Open Subtitles | عادة عندما اتحدث معه، أشعر أنه هنا، أنه يستمع، لكنني أظنه يستسلم. |
| ama sanırım Paul yutabileceğinden daha büyük bir lokma ısırmış vaziyette. | Open Subtitles | لكنني أظنه أدرك أخيرا أنه لا يستطيع التعاملمعأكثرمنشيءفيوقت واحد. |
| Evet, ama sanırım hareket halinde. | Open Subtitles | أجل، لكنني أظنه يُقوم بتحرُّكاته |
| ama sanırım bir rüya ya da halüsinasyondu sadece. | Open Subtitles | لكنني أظنه كان مجرد حلم أو هلوسة. |
| - Ağabeyim John yolda ama sanırım kendisi biraz gecikecek. | Open Subtitles | سيأتي أخي (جون) لكنني أظنه سيتأخّر قليلا |
| ama sanırım ismim Holly. | Open Subtitles | لكنني أظنه (هولي). |