| ama her şey burada başlayacak ve bu yüzden düşüncesizce davranamazsın. | Open Subtitles | لكنّ الأمر برمته يبدأ هنا ولا يمكنك أن تكون متهوراً حياله |
| Neredeyse evliliğime mâl oluyordu ama buna değdi. | Open Subtitles | لقد كاد يكلّفني ذلك زواجي لكنّ الأمر كان يستحقّ المحاولة |
| Evet anlıyorum, ama bana konu hakkında sürekli bilgi verin. | Open Subtitles | نعــم، أتفهم لكنّ الأمر يتطلّب أن أبقى مُطّلع بالكامــل |
| ama... bitmez bir şans verip bu bebeğe sahip olursak... | Open Subtitles | لكنّ الأمر لم ينتهي إذا أخذنا فرصة وحصلنا على هذا الطفل |
| Komşular nefret ediyor ama rüya gibi çalışıyor. | Open Subtitles | هذا لم يعجب الجيران لكنّ الأمر نجح كالحلم |
| ama seni önemseyen insanlara sırtını dönüp gitmen hiçbir şeyi düzeltmeyecek. | Open Subtitles | لكنّ الأمر لن يتحسن حين تترك كل من يهتمون بك |
| ama bilmeni istediğim bir şey var. | Open Subtitles | لكنّ الأمر الأهمّ، والذي أريدكِ أن تعرفيه. |
| Kimseden ihtiyacın olanı alamadığını söylüyorsun ama durum daha kötü aslında. | Open Subtitles | قلتَ أنّك لا تحصل على ما تحتاج من أيّ أحد، لكنّ الأمر أسوأ من ذلك |
| Anlamak istedik ve denedik ama rahatsız edici bir şey. | Open Subtitles | نحن نريد أن نفهم , و نحن نحاول لكنّ الأمر مثير للقلق |
| Anlamak istedik ve denedik ama rahatsız edici bir şey. | Open Subtitles | نحن نريد أن نفهم , و نحن نحاول لكنّ الأمر مثير للقلق |
| ama asla bu kadar kolay olmamalı, değil mi? | Open Subtitles | لكنّ الأمر ليس بهذه السهولة, أليس كذلك ؟ |
| Onlara bilgilerimi vermiştim, ama biraz vakit alıyor. | Open Subtitles | أعطيتهم بياناتي لكنّ الأمر يستغرق بعض الوقت |
| Adamlardan iz yok. Tüm merdiven boşlukları ve kapılar parmak izi için aranıyor ama tamamını halletmek günler sürer. | Open Subtitles | يقوم الخبراء بمسح كل سلّم وباب من أجل الحصول على بصمات، لكنّ الأمر سيستغرق أياماً لمسحهم جميعاً |
| Evet, ama asıl mevzu, yaşanmış olayları değiştiremezsin. | Open Subtitles | أجل , لكنّ الأمر هو أنّك لا تستطيعين أن تغيّري ما حدث لهم |
| Bunu kaç kadında denedi bilmiyorum ama bende işe yaradı. | Open Subtitles | من يعلم كم فتاةً جرّب هذا معها. لكنّ الأمر نفع معي. |
| ama işe yaramadı. Hiç iyileşemedim. Hep kötüye gittim. | Open Subtitles | لكنّ الأمر لم يفلح، لم تتحسّن حالتي، بل ساءت. |
| ama hepsi oldu. Ben de uçaktaydım. | Open Subtitles | لكنّ الأمر حدث، و قد كنتُ في الطائرة و حاولتُ إيقافها |
| Ona 20 dolarını vermek zorunda olduğumu biliyorum, ama onu böyle aklını kaybederken görmek bütün bunlara değer, değil mi? | Open Subtitles | أعلمُ أنّني لستُ مضطّرة لإعطائه 20 دولار لكنّ الأمر يستحقّ رؤيته يفقد عقله، صحيح؟ |
| Yeni ekipmanlarla eksik parçaları tamamladım. ama hâlâ çalışmıyor. | Open Subtitles | غيّرت الأجزاء المفقودة بأخرى جديدة، لكنّ الأمر لم يفلح للأسف. |
| Affedersin. ama kasayı açmam biraz zaman aldı. | Open Subtitles | أنا آسف، لكنّ الأمر استغرقني ثانية لأفتح الخزانة |