| Neler olduğundan emin değilim, Ama çocuk kesinlikle lezzetli kokuyor, daha fazla bekleyemeyeceğim. | Open Subtitles | لست متأكدة مما يحدث الآن لكن الفتى يملك رائحة لذيذة و أنا لا استطيع تحمل ذلك أكثر |
| Tamam, onu biraz çalıştırdım Ama çocuk doğuştan yetenekli. | Open Subtitles | أقصد, لقد درّبته قليلاً, لكن الفتى لديه المهارة. |
| Sallanan kırbacın koluma kadar ilerleyen titreşimleri kalbimin içinde patlıyordu Ama çocuk merhamet için yalvarmıyordu. | Open Subtitles | الاهتزاز الكبير للسوط يتدفق الى ذراعي ينفجر داخل قلبي لكن الفتى يأبى التوسل للرحمة |
| Belki birazcık aşırı tepki vermiş olabilirim Ama çocuğun biraz erkek rehberliğine ihtiyacı var. | Open Subtitles | ربما بالغت بالرد على الفتى لكن الفتى يجب أن يكون له ذكرٌ يعلمه |
| Bilmiyorum Ama çocuğun bilgisayarında barut izi vardı. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لكن الفتى لديه بارود على حاسوبه |
| Ama çocuk Doug'ın eski numarasını giymiş. Tesadüf olamaz. | Open Subtitles | لكن الفتى يضع رقم " داغ " القديم وهذا يستحيل أن يكون مصادفة مصادفة |
| Ama çocuk açtı. Gözü dönmüştü. Yakın zamanda beslenmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | "لكن الفتى كان جائعاً، تواقاً في الحقيقة قريبا عليه أن يأكل، وسيأكل" |
| Onu polis aldı. Ama çocuk kaçmayı başardı. | Open Subtitles | لقد أخذتهُ الشرطة, لكن الفتى هرب |
| Alınmayın Ama çocuk çok sıkıcıydı. | Open Subtitles | دون إهانة، لكن الفتى ممل للغاية |
| - Ama çocuk hiç sigara içmemiş. | Open Subtitles | و لكن الفتى لم يدخن ابدا |
| - Ama çocuk beni idolleştirmiş. | Open Subtitles | لكن الفتى يبجلني |
| - Ama çocuk sadece zihnindeydi. | Open Subtitles | ـ لكن الفتى كان في مخيلتك. |
| Ama çocuk tam... | Open Subtitles | - لكن الفتى |
| Ama çocuğun yaşı belli. | Open Subtitles | لكن الفتى في العمر المناسب |
| Ama çocuğun dediğini söylüyorum. | Open Subtitles | لكن الفتى قال، وأنا أقتبسه |