| Azıcık ellememin mahsuru yok diye düşünmüştüm, ama belki de vardır. | Open Subtitles | ظنت أنه يمكنني الحصول على ممارسة سريعة للجنس لكن ربما لا |
| ama belki de kimse beni taciz etmedi çünkü kimsenin umurunda değil. | Open Subtitles | و لكن ربما لا أحد يضايقني هذا الأسبوع لأن لا أحد يهتم. |
| ama belki de bu kadar ızdırab dolu olması gerekmez: eğer baştan beri bu olayın olağandışı niteliğinin kendinden geldiğine inanmadıysan, bunun sadece hayalinin | TED | لكن ربما لا ينبغي أن تكون مليئة بالكرب إذا لم تكون مؤمناً في الأصل، بأن أكثر الجوانب غير الإعتيادية لك تأتي منك. |
| Tamam, belki de hiçbir şey söylememeliydim ama belki de sen de babana yalan söylememelisin. | Open Subtitles | حسناً , لربما ماكان عليّ قول أي شيء لكن ربما لا يجب عليك الكذب على والدكِ |
| Anladığımı sanmıyorum ama belki anlamam da gerekmiyordur. | Open Subtitles | لست متأكداً من فهمي لذلك و لكن ربما لا يفترض بنا ذلك |
| Beni gördüklerine mutlu oluyorlar ama belki de bana doğru bakmıyorlardır bile. | Open Subtitles | وسعيدون لرؤيتك، لكن ربما لا ينظرون إليك مباشرة، |
| Bir sıcak çikolata arkadaşlığıydı, soğuk aylar için iyiydi ama belki de tüm mevsimler için ideal değildi. | Open Subtitles | كانت صداقة بنيت حول الكاكاو تصلح للشهور الباردة لكن ربما لا تصلح تماماً لكل الفصول |
| - Ve belki sana inanacaklar, ama belki de inanmayacaklar. | Open Subtitles | - سأخبر النادي بالحقيقة - وربما يصدقونك .. لكن ربما لا |
| ama belki de en iyisiyle başlamamalıyız. Dixon? | Open Subtitles | لكن ربما لا ينبغي لنا أن نبدأ بالأفضل |
| ama belki bunları duyacak kadar kendinize güveniniz yok? | Open Subtitles | لكن ربما لا تمتلكون الثقة لتسمعوها ؟ |
| Evet ama belki yaratık değildir. Belki bir kurbandır. | Open Subtitles | أجل، لكن ربما لا يكون الوحش بل الضحية |
| Biliyorum ama belki de yapmamanız daha doğru. | Open Subtitles | ... يمكننا القيام به . أعلم، لكن ربما لا يجب عليك ذلك |
| Biliyorum ama belki de ona güvenmeme gerek yoktur. | Open Subtitles | أعلم لكن ربما لا أحتاج للثقة بها |
| Ama bu, yeterli değildi. "Yalan haber, bilgi teorisi anlamında daha yeni olabilir ama belki insanlar onu yeni olarak algılamıyordur." | TED | لكن هذا لم يكن كافيًا؛ لأننا اعتقدنا: "حسنًا، ربما تكون الأخبار الكاذبة أكثر استحداثًا بالمعنى النظري للمعلومات، لكن ربما لا يتصورها الناس على أنها مستحدثة." |
| ama belki çocuklarımızın öldüğünü öğrenmek istemiyoruz. | Open Subtitles | لكن ربما لا نريد ان نعلم |
| ama belki yapmam. | Open Subtitles | لكن ربما لا أفعل |
| ama belki de yanılıyorum. | Open Subtitles | لكن... ربما لا يوجد |