| Hayır, Ama yine de. Çok küçük ve önemsiz bir varlığım vardı. | Open Subtitles | كلاّ، لكن مع ذلك ما زلت موجوداً بهذا الوجود الغير مهم والصغير |
| Ama yine sana şunu söyleyebilirim. Gerçek koşullar altında en azından.. | Open Subtitles | لكن مع ذلك يمكنني أن أخبرك هذا كحد أدنى، حد أدنى |
| Evet Ama yine de. Bir gençler topluluğu kötü kararları mı destekler? | Open Subtitles | حسناً, لكن مع ذلك جماعة من الرجال يساندون بعضهم بشأن القرارات الخاطئة |
| dedi. Cumartesi günü 2.000 kişi gelmişti, Fakat yağmur yağdı. | TED | جعلت ألفين شخص يخرجون يوم السبت، لكن مع تساقط الأمطار. |
| Fakat muhbir ordusuna sahip olduğu için, Escobar bir şekilde kaçıyordu. | Open Subtitles | لكن مع جيش من المخبرين إسكوبار بطريقة وأخرى دائماً يلوذ بالفرار |
| ancak projeye kararlılıkla bağlandığım için devam ettim, ve bu projeden gerçekten şaşırtıcı bir şey ortaya çıktı. | TED | و لكن مع إلتزامي بالعملية ، واصلت العمل و نتج شيء مثير للدهشة حقاً بسبب ذلك. |
| Hayır, bilmiyordum. Yine de çeşme çok güzel, değil mi? | Open Subtitles | كلا لم أعرف ذلك، لكن مع ذلك إنها نافورة جميلة. |
| İğne ve hastane kokuları içeren bir plan gerçi Ama yine de heyecanlıyım. | Open Subtitles | رائعة ، تنطوي على حقن وروائح مستشفى لكن مع ذلك نوعا ما جميلة |
| - Ama yine de, kendinizi göstermek için ne kadar çabaladığınızı görebiliyorum. | Open Subtitles | لكن مع ذلك , أستطيع أن أراكِ تبذلين جهداً جيد لتقديم نفسك |
| Ama yine de birinci ekibe ön kapıdan giriş olanağı tanıyordu. | Open Subtitles | لكن مع ذلك تعطي الفريق الأول دخول مباشر للباب الأمامي، هنا |
| ve bu hiç mantıklı değildi, çünkü sonunda sanatımı destekleyebilecek durumdaydım Ama yine de aklım tamamen boştu. | TED | الأمر الذي لم يبدو منطقياً لي ، لأنه صار بإمكاني أخيراً دعم فني و لكن مع ذلك كنت فارغاً إبداعياً. |
| -Sanırım emekli filandı Ama yine de onun arabasını alamazdım. | Open Subtitles | أظن أنه متقاعد أو ما شابه لكن مع ذلك يا رجل |
| Ama yine de, orada yaşamak hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | لكن مع ذلك، أتعلم؟ لقد استمتعت بالعيش هناك |
| Ama yine de biz yerine yaşlı adam üzerinde kullanmak vermedi neden bilmiyorum. | Open Subtitles | لكن مع هذا لا أعرف لماذا لم نستخدمها على الرجل الكبير |
| Fakat eyaletler arası karayolu yük taşımacılığının gelişmesiyle birlikte bu demiryolu gün geçtikçe daha az kullanılır hale geldi | TED | لكن مع ظهور حركة الشاحنات بين الولايات، لم يعد يستخدم بكثرة. |
| Fakat bu gelenekler, zamanla beni anlamsızlığa iten içi boş ticari işletmeler oldular. | TED | لكن مع مرور الزمن وجدت أن تلك الطقوس، ليست لها أية قيمة سوى الربح التجاري، مما أعطاني شعورًا بالفراغ. |
| Fakat, büyürken, artık tek bir hayattan fazlasını yaşamayacağım düşüncesine kapıldım. | TED | لكن مع تقدّمي في العمر، انتابني هاجس مقلق بأنني لن أحظى بأكثر من حياة واحدة. |
| ancak zamanla gerçekle alakasının olmadığını düşünmeye başladım. | TED | لكن مع مرور الزمن، أحسست أنه لا علاقة للحقيقة بالموضوع |
| Ama hala bir öğretmen gibi konuşuyor. | Open Subtitles | لكن مع ذلك، الاسلوب الذي تتحدث به جدير بأن يكون كأسلوب المعلمين |
| Bunu büyük görüş ayrılıkları yaşamamıza rağmen, arkadaş kalabilmemizle yapabilmeliyiz. | TED | أعتقد أن علينا أن نقوم بهذا لكي ندرك أنه يمكننا أن نختلف بقوة لكن مع ذلك نظل أصدقاءً |
| Ama, onun yerine, daha kötü bir akıbet bekliyor sizi. | Open Subtitles | لكن, مع هذا, فمصير أسوأ بكثير بانتظاركم. |
| ama bu yağmurla, bu şehirde kısa bir süre kalıyorum. | Open Subtitles | لكن مع هذا المطر, سأبقى في هذه المدينة لبعض الوقت. |
| İki katı ücret almam gerekir ama bir şekilde hallederiz. | Open Subtitles | علّي أن احملك كلفة مضاعفة لكن مع الخصم ستبقى الكلفة كما هي |