| Fakat bu muhtemelen başarısızlıkla sonuçlanacak, bu yüzden biraz daha odaklanmamız gerek. | TED | لكن هذا على الأرجح سينتهى بالفشل، لذا فعلينا أن نكون أكثر تركيزا. |
| Fakat bu iddia siyasi önyargılar ardına saklanmış belagat bir tuzaktır. | TED | لكن هذا الإدعاء عبارة عن فخ خطابي مخفي خلف الانحياز السياسي. |
| Senden asla bir talebim olmadı, Ancak bu çok önemli. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن طلبتك شيئًا, لكن هذا مهم جدًا. |
| Değilim. Ama o salondaki o gün zor bir gündü. | Open Subtitles | و لكن هذا اليوم هو أصعب يوم في صاله الالعاب |
| Ve konuşuyorum, ama bu muhteşem bir dinleyici kitlesi, ve ne yapıyorum burada? | TED | و أنا متحدثة، و لكن هذا جمهور مذهل، و ما الذي أفعله هنا؟ |
| Kaplumbağa kabuğuna benziyor Ama bunun pek bir yararı yok. | Open Subtitles | أعني ، إنها تبدو كصدفة سلحفاة لكن هذا لا يساعد |
| Afedersiniz, ama burası halka açık bir yer ve satış yapmaya hakkım... | Open Subtitles | اسف و لكن هذا مكان عام ولي كل الحق في أن .. |
| Aslında şiddetten nefret ederim Ama bunu kaçırmak yazık olurdu. | Open Subtitles | في العادة أنا أمقت العنف, لكن هذا لا يجب تفويته. |
| Fakat bu hormonların üzerimizde sınırsız gücü olduğu anlamına gelmez. | TED | لكن هذا لا يعني أن للهرمونات سلطة غير محدودة علينا. |
| Keşke bedenen orada olabilsem Fakat bu bir sonraki harika şey. | TED | كنت أتمنى أن أحضر شخصياً، لكن هذا أفضل من ألا أتواجد. |
| Fakat bu asla olamaz, çünkü gerçek bir erkeğin istediği gerçek bir kadındır. | Open Subtitles | لكن هذا مستحيل الحدوث لأن الرجل الحقيقي هو ذاك الذي يرغب بامرأة حقيقية |
| Fakat bu adam tam bir tehlike. Eğer onu durdurmazsam birilerini öldürebilir. | Open Subtitles | .لكن هذا الرجل ، إنه معتوه سيقتل احد ما إن لم أوقفه |
| Fakat bu yavru bu korunaklı sulara ileriki yıllarda da gelecek. | Open Subtitles | لكن هذا العجلِ سَيَعُودُ إلى هذه المياهِ المحميةِ لعدّة سَنَوات للمَجيء. |
| Ancak bu durum aletle temas etmemiş kişilerin etkiye maruz kalmalarını açıklamıyor. | Open Subtitles | لكن هذا لا يفسر مشاهدات الناس الذين لم يتعاملوا مع الجهاز مباشرة |
| Açıkcası hepimizin bir arada kalmasını yeğlerim, Ancak bu size kalmış. | Open Subtitles | للامان أنا أقترح أن تبقو هنا سويا لكن هذا يعتمد عليكم |
| Affedin beni Leydim Ama o adam... On iki defa karşılaşma yaptı. | Open Subtitles | عذراً , سيدتي ,لكن هذا الرجل استمر في الدائرة إثني عشرة مرة0 |
| Ama o benim kardeşim olsaydı, sorunun üstesinden gelmeye çalışırdım. | Open Subtitles | لكنت بحثت عن طريقة لتسوية الأمور. لكن هذا أنا فقط. |
| Henüz bunu kendim dener miyim bilmiyorum ama, bu uygulama mevcut. | TED | لا أعرف إن كان علي تجربة ذلك، لكن هذا متاح الآن. |
| Kalpleri hala hızla çarpıyordu ama bu çok daha sağlıklı bir damar profili. | TED | كانت ضربات قلوبهم مازالت سريعة، لكن هذا شكل أكثر صحة للقلب والأوعية الدموية. |
| Zor bir şey ve cesaret gerektiriyor Ama bunun için yaşıyoruz, değil mi? | TED | وهو أمر صعب ، ويحتاج قدرًا من الشجاعة، لكن هذا السبب في أن نعيش الآن، أليس كذلك؟ |
| Bu bizim zaman içindeki nihai hedefimiz Ama bunun için biraz zaman gerek. | TED | هذا هو هدفنا في نهاية المطاف مع مرور الوقت، لكن هذا سيستغرق بعض الوقت. |
| Yırtınıyorum, ama burası o kadar erkek merkezli bir yer ki, röntgenleri ve testleri bir türlü zamanında yaptıramıyorum. | Open Subtitles | كنتأركلمؤخرات، لكن هذا المكان مجرد نادٍ للأولاد لا يمكنني أن أحصل على نتائج الأشعة أو التحاليل في الوقت المحدد |
| Yani inanılmazdı ve bunun nasıl yapılacağını sonunda anlamadan önce birkaç tanesi başarısız oldu Ama bunu artık yaptın, hem de beş ya da altı kez değil mi? | TED | لكن هذا رائع، فشل العديد من هؤلاء قبل أن تعرف أخيرًا كيفية القيام بذلك، لكنك الآن قمت بذلك كم مرة، 5 أو 6 مرات؟ |
| Daha başlangıç aşamasında, Ama şu an bu şekilde görünüyor. | TED | إنها في المراحل الأولى، لكن هذا ما يبدو عليه حاليا. |
| - Biz sakinleştirici kullanırız, Doktor. - ama bu atlar içindir. | Open Subtitles | المسكنات تستعمل طول الوقت يا دكتور لكن هذا النوع يستخدم للخيول |
| Hatırlıyorum! Bunu da yazmıştın. Ama böyle bir şey olmayacak! | Open Subtitles | لقد قلت هذا كله بالرسالة لكن هذا الزواج لن يتم |