| Kan testi sonuçlarına baktım ve sistemde ilaç iz yoktu. | Open Subtitles | وصلتني نتائج فحص دمك ولا يوجد أثر للأدوية في دمك |
| Bazılarıyla şişenin dibine vurarak, ilaç kullanmaya başlarlar. | TED | بعض الناس تشرب الكحول ، و آخرين يلجأون للأدوية والعقاقير |
| Bay Kamata, Nishibashi Eczacılık başkanı ve Bay Nirasaki, Geliştirme müdürü. | Open Subtitles | رئيس شركة نيشيهاشي للأدوية رئيس قسم التطوير لديهم |
| Bugün, sekiz milyon insanın antiretroviral ilaçlara erişimi var. | TED | اليوم ، ثمانية ملايين شخص يمكنهم الوصول للأدوية المضادة للفيروسات العكوسة. |
| Devlin MacGregor Ecza firmasında güvenlik uzmanı kendisi. | Open Subtitles | إختصاصي أمن بشركة ديفلن ماكجريجور للأدوية |
| Ve bu da ilaçların kontrollü bir şekilde dolaşımına ve... ...gördüğüz tüm şekillerle çevreyle... ...bütünleşmesine imkân sağlıyor. | TED | وهكذا يسمح بإيصال متحكم للأدوية واندماج مع البيئة في كل تلك الأشكال التي رأيتم. |
| Şimdi, gördüğünüz gibi, ölümcül değildi. Ama maalesef, bazıları için ters ilaç tepkimeleri ölümcül olabiliyor. | TED | من الواضح أنّ الأمر لم يكن قاتلا لكن لسوء الحظ بعض هذه الاستجابات السلبية للأدوية يمكن أن تكون مميتة. |
| İlaçlar üzerinde de rol oynayabilir, örneğin vücudun belli bir kısmına invasif olmayan bir ilaç veya gen aktarımı söz konusu olduğunda. | TED | يمكن أن تلعب أيضًا دورًا في الأدوية، مثلاً، كوسيلة إيصال غير جراحية للأدوية والچينات لأجزاء محددة من الجسم. |
| Ve düşen ilaç fiyatlarının buna etkisi çok fazla. | TED | والأسعار المتهاوية للأدوية لديها علاقة كبيرة بذلك. |
| Eczacılık endüstrisi çok pahalanmasaydı eğer.. | Open Subtitles | إن كانت أسعار التجزئة للأدوية معقولة د. |
| Eğer bu şey beklendiği gibi tutarsa Belton Eczacılık, kendi çekini yazman için sana izin verecektir. | Open Subtitles | ،لو ثار هذا الشيء كما ينبغي شركة "بيلتون للأدوية" ستجعلك تكتب بطاقتك الخاصة بك |
| Bugün tüm ülkeler ilaçlara en az 20 yıllık patent sağlamakla yükümlüler. | TED | اليوم ، كل الدول ملزمة بتوفير براءات الإختراع للأدوية والتي تدوم لـ 20 عاما على الأقل. |
| İlaçlara dayanıklı tüberklozu tedavi etmeniz gerektiği argümanını. Aynı argümanları 2000'li yıllarda HIV hakkında duyuyorduk. | TED | يجب عليك علاج مرض السل المقاوم للأدوية واجهنا نفس الجدال في بداية الألفية الثانية حول مرض نقص المناعة المكتسبة |
| Matmazel Sarah, Ecza dolabını görmek istiyorum. - Burada var mı? | Open Subtitles | انسة سارة ,الا توجد كابينة للأدوية فى هذا المنزل ؟ |
| Eğer, tüm bilgiler elimizin altında olmazsa, reçete ettiğimiz ilaçların gerçek etkilerini bilemeyiz. | TED | لا يمكننا أن نعرف الآثار الحقيقية للأدوية التي نقوم بوصفها ما لم يكن لدينا طريقة للوصول الى كامل المعلومات |
| Dünya Sağlık Örgütü'nün en önemli ilaçlar listesinde yer alıyor. | TED | كما أنه ضمن قائمة منظمة الصحة العالمية للأدوية الأكثر أهمية. |
| Oksi de pahalıdır, o yüzden tıbbi profesyonel ve hastabakıcı gibi reçeteli ilaçlara erişebilenleri araştırın. | Open Subtitles | و الأوكسي مكلف لذا ابحثوا عن العاملين بالرعاية الطبية المحترفين و من يرعون الاخرين اي أحد له حق حصول للأدوية الموصوفة |
| Virtanen eczacilik sirketinde kriz yönetiminin basinda herif. | Open Subtitles | رئيس قسم "إدارة الأزمات" في "(فيرتنين) للأدوية" |
| Eczacılıkta çok para var. | Open Subtitles | حسنا، هناك أموال كثيرة للأدوية. ماذا؟ |
| Bu toplulukta insanlara giderek evlerini ziyaret ederek ve onlarla konuşarak ''ilaca dayanıklı tüberkloz'' salgını olduğunu fark ettik. | TED | وفي هذه الأحياء، بدأنا أولاً بزيارة المنازل والتحدث مع الناس. واكتشفنا وجود وباء من السل المقاوم للأدوية. |