| Özgürlüğüne yeni kavuşmuş doğu bloku ülkelerinden ve Rusya'dan gelen eğitimcilerin katıldığı bir Toplantıya davet edilmiştim. | TED | وقد دعيت للإجتماع مع كبار رجال التعليم من أوروبا الشرقية وروسيا الحرة حديثا. |
| Dogville sakinleri, papaz evindeki Toplantıya sessizlik içinde geldiler. | Open Subtitles | لقد كانت خالية لأن الناس في دوجفي خرجوا للإجتماع في الكنيسة. |
| Aslını söylemek gerekiyorsa Toplantıya gitmeye utanıyorum. | Open Subtitles | أخبرك الحقيقة لا أري الذهاب تقريباً للإجتماع |
| FBl ve ClA temsilcilerinin de katıldığı bu toplantı hakkında basına bilgi verilmemesi, ilginç bir soruyu gündeme getirdi. | Open Subtitles | ،دعا الرئيس أعلى السلطات ..للإجتماع به و لم تعلن المخابرات المركزية أو وكالة الفضاء نتائج الأجتماع |
| Ve eğer sadece bir buluşma yeriyse Sykes'ın neden umurunda olsun? | Open Subtitles | كان مجرد مكان للإجتماع لماذا يهتم به إلى هذه الدرجة ؟ |
| Şimdi,ben kitap kulubüme gidiyorum ve sende veli toplantısına gidiyorsun. | Open Subtitles | الآن ، أنا ذاهبة لنادي الكتاب وأنت ستذهب للإجتماع |
| Bu görüşme için arandığımda düşük rütbeli bir ajanın geleceğini sandım. | Open Subtitles | عندما تلقيت هذه المُكالمة للإجتماع إفترضت أنه سيكون مع عميل عادي |
| Burada tekrar buluşmak için parolamız bu. | Open Subtitles | تلك ستكون إشارتك للإجتماع هنا. |
| Toplantıya geri dönüp hissedarlarınıza federal bir mahkeme kararını önlediğinizi söylediğinizde eminim rahatlayacaklardır. | Open Subtitles | وأنا متأكدة بأن حاملوا الأسهم سيشعرون بالإرتياح عند عودتك للإجتماع وإخبارهم بأنكِ تجنبتِ مذكرة الإستدعاء الفيدرالية |
| Zaten, onu bırakıp bu sabahki Toplantıya yetişmek için çıktım. | Open Subtitles | إلى جانب أنه يجب علي أن أذهب للإجتماع الذي سيكون حول حفلة الليلة |
| Toplantıya gelmemiş olmasına rağmen dışlanmış hissediyor ve öfke nöbetlerine giriyor. | Open Subtitles | بالرغم من أنه لم يأتي للإجتماع يشعر بأنه تم تغافله ورميه خارجـًا |
| Unutalım gitsin. Toplantıya gideriz olur biter. | Open Subtitles | لننس هذا الأمر , سنذهب للإجتماع |
| SS Yüzbaşısı Dieter Wisliceny, Başbakan Tuka ve bir devlet görevlisi olan Dr. Koso ile görüşmek üzere Toplantıya geldi. | Open Subtitles | "النّقيب إس إس "ديتر فيسلتسينى "وصل للإجتماع برئيس الوزراء "توكا "والممثل الرسمى السلوفاكى دكتور "كوسو |
| Toplantıya gittiğimde herkes beni hoş karşıladı. | Open Subtitles | عندما وصلت للإجتماع, الجميع رحب بي |
| Toplantıya da gelmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين أن تأتي للإجتماع أيضاً؟ |
| Takım sahipleri, toplantı için New York'a gelmeni istiyor. | Open Subtitles | المالكون يريدون منكي القدوم لنيويورك للإجتماع |
| Takım sahipleri, toplantı için New York'a gelmeni istiyor. | Open Subtitles | المالكون يريدون منكي القدوم لنيويورك للإجتماع |
| Pazartesi öğleden sonraki toplantı süresince Tayland'da olacağız. | Open Subtitles | طوال ما نحن في تايلند للإجتماع يوم الإثنين عصرا |
| O yüzden ıssız bir yerde buluşma ayarladım. | Open Subtitles | لذلك رتبت للإجتماع بالرجال في منطقة مهجورة |
| Bana inanmıyorlar. Pooh-Bear ile Tropic Motel'de buluşma ayarla. | Open Subtitles | يحصل على دبّ بوه للإجتماع في المدار فندق. |
| O zaman bir sonraki takım sahipleri toplantısına gel ve sözünü söyle, ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بالمجيء للإجتماع القادم للدفاع عن وجهة نظرك؟ |
| Yarınki Lobos toplantısına hazırlanmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك الإستعداد للإجتماع مع لوبوس بالغد |
| Sabah 10'daki görüşme için temsilciler göndereceğimizi söylerim. | Open Subtitles | بممثلين للإجتماع صباح الغد في تمام العاشرة |
| Bir dostlumun oğluyla buluşmak için gönderildim. | Open Subtitles | أنا أرسلت للإجتماع إبن صديق |
| Eğer buluşmaya gidersen, not al ve... | Open Subtitles | لذا سيتوجب عليكِ الذهاب للإجتماع لأخذ الملاحظات |