Ancak sıradaki hedefin burası olduğuna dair hiçbir işaret yok. | Open Subtitles | لكن لا يُوجد شيء للإشارة حول سبب كونه الهدف التالي. |
RNG: Ve eğer arkadaşlarımız, bu argümanda bir eksik bulursanız, buna işaret etmenin akla bağlı olduğunu sakın unutmayın. | TED | ريبكا: وإذا وَجدَ اصدقائنا أي خطأ في هذه المجادلة فقط تذكروا أنكم ستعتمدون على المنطق للإشارة إليه. |
Bu yeni işaret aracının mucidi şurada oturuyor, bunu buradan şuraya aktarabilirim. | TED | مبتكر هذا الجهازالجديد للإشارة يجلس هناك، إذاً يمكنني سحب هذا من هناك إلى هناك. |
Telsiz kısa mesafede çalışıyor, ama sinyalin bu kadar katı naqahdah'dan geçme ihtimali yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك طريقة للإشارة لتسطيع إختراق الناكوداة الصلبة |
sinyalin izini sürüyorlar. Adamımız Tay Nin'e doğru gidiyor. | Open Subtitles | إنهم يسعون للإشارة فتياننا متجهون لـ تاي نين |
Başka mahkumlara sinyal verdiğimizi sanıyordu. | Open Subtitles | كان يظن أننا نستعملها للإشارة للسجناء الآخرين |
Bahsettiğin o işareti göremiyorum, kardeşim. | Open Subtitles | لا أرى أثرًا للإشارة التي تحدّثت عنها يا أخي. |
Ardından hikâyenizin ne kadar nostaljik olduğunu göstermek için bir nostalji skoru oluşturuyor. | TED | ثم يكوّن مجموع نقاط للحنين للإشارة إلي مدى الحنين في قصتك. |
İşaret için hazır olmalısın. | Open Subtitles | نذهب باكراً يجب أن تكوني مستعدةً للإشارة |
İhtiyacımız olan istediğimiz şey, işaret ateşi için biraz tahta. | Open Subtitles | ما يلزمنا... ما يلزمنا هو الحطب، القليل منه، للإشارة النارية |
Kimseyi arkada bırakmadan çıktığımızda, baskının bittiğini bildiren kırmızı bir işaret fişeği atacağım. | Open Subtitles | حالما أكون راضي لا نترك أحد وراءنا سأطلق نجمة عنقودية حمراء للإشارة الى إنتهاء الهجوم |
Sadece işaret parmağınızı kullanmanın karşılığı 500'lük. Sonrasını biz halledeceğiz. | Open Subtitles | هذه 500 دولار للإشارة بإصبعك فحسب، وبعدها سنتولى الأمر من هناك. |
Yani istihbarat hazır olduğunda kuryeme işaret vermek için ipe siyah bir iç etek asıyor. | Open Subtitles | و على النحو تقوم هي بتعليق ثوباً أسود على حبل جاف للإشارة للمبعوث خاصتي بأن المعلومات التخابرية جاهزة |
Telefon sinyallerinin izini sürdüm, kulenin verdiği son işaret buradan 10:00 cıvarında alınmış. | Open Subtitles | ، لذا تعقبتُ إشارة هاتفهـا وآخر إلتقاط للإشارة من البرج الخـلوي كانت صادرة من هنـا ، فى حوالي الـساعة العاشرة |
Bu da sinyalin bizimkisi dahil birçok gerçekliğe geçmesine neden olmuş. | Open Subtitles | سمح للإشارة أن تعبر لوقائع متعددة, بما فيها واقعنا |
Arka plan, olası bir sinyalin yan bantlarına göre kararlaştırılmıştır. | Open Subtitles | يتم تحديد الخلفية من النطاقات الجانبية للإشارة الممكنة |
Bayan Carter, sizce de sinyalin aniden ortaya çıkması biraz garip değil mi? | Open Subtitles | سيدة (كارتر)، الا تشعرين بالمفاجأة والظهور الذى لا يمكن تفسيره لهذه للإشارة فى الواقع غير مريحه؟ |
sinyal vermiyoruz. Çoraplarımızı kurutuyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نستعملها للإشارة إنما نضعها لتجف من الماء |
Başka mahkumlara sinyal verdiğimizi sanıyordu. | Open Subtitles | كان يظن أننا نستعملها للإشارة للسجناء الآخرين |
İşareti bekleyin. Gel Will. Haydi, Sör Guy'ı karşılayalım. | Open Subtitles | استعدوا للإشارة ,هيا (ويل) دعنا نرحب بهم |
Neyse ya, ben işareti bekliyorum yine de. | Open Subtitles | مازالت متنظرًا للإشارة |
Ama yabancı biri olduğumu göstermek için elinden gelen her şeyi yapıyorsun. | Open Subtitles | ولكنك دائماً تفعلين ما بوسعك للإشارة بكم أنا دخيلة |
Orada hasta bir insanın yaşadığını göstermek için. | Open Subtitles | للإشارة إلى الشخص المريض الحياة هناك |
İşaret için hazır ol. | Open Subtitles | قف بجانبه للإشارة. |