| benzin ve yemek parani sen ödersin. Is sirasinda alkol yok | Open Subtitles | انت تدفع للبنزين , وتدفع لاكلك ولا تشرب الكحول وانت تقود |
| Cumartesi gecesi için benzin parasına ihtiyacın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إسمع، أعلم بأنك تحتاج مال للبنزين لليلة السبت |
| Artık komisyonla çalışmıyorum benim harcamalarımı karşılamıyorlar sadece benzin parasını ödüyorlar, Peki ben bu durumda ne yapabilirim? | Open Subtitles | الآن أنا لم أعد أسافر رحلات عمل إنهم لا يدفعون النفقات إنهم فقط يدفعون للبنزين مالذي أستفيده من هذا؟ |
| benzin, sandviç ve kahveye yetecek kadar paramız vardı, ama başardık. | Open Subtitles | مع مال يكفي فقط للبنزين والساندتوشات والقهوة, |
| Ancak bugünden sonra herkes yeniden benzine döner. | Open Subtitles | بعد اليوم سيتسابق الناس على العودة للبنزين |
| Ve biz, dünyanın en büyük yeni petrol rezervinin sahipleri dünyanın en güçlü arabaları haline geleceğiz. | Open Subtitles | ولكننا ملاك أكبر إحتياطي للبنزين في العالم سوف نصبح أقوى سيارات بالعالم |
| Yüz tanımlama yazılımım, 12. otobandaki benzin istasyonundan 15 dakika önce bu görüntüleri belirledi. | Open Subtitles | فبرنامج التعرف على الصور لدى حدد هذه الصور للتو قبل 15 دقيقة ، في محطة للبنزين على الطريق رقم 12 |
| Sadece benzin için birkaç dolar alacağım, o kadar. | Open Subtitles | انا فقط سأخذ بعض النقود للبنزين.هذه اخر شيء |
| - benzin istayonlarının bir çift tarafından soyulduğu yazıyordu... | Open Subtitles | حدثت مجموعة من .. السّرقات على محطّاتٍ للبنزين |
| İnsanlar bedava benzin için benim benzinliğime gelirler. | Open Subtitles | وتأتي جميعها في بلدي البنزين مضخة للبنزين مجانا. |
| GCMS karton üzerine benzin izleri saptandı. | Open Subtitles | جهاز التحليل اظهر اثار للبنزين على قطعة الورق المقوى |
| Ana yoldaki Sal'in benzin istasyonuna kadar ormanda yürüdüm. | Open Subtitles | ركضت في اتجاه الغابة لمحطة سال للبنزين على الطريق الرئيسي |
| Kredi kartını kullanmamış, benzin bile almamış. | Open Subtitles | بطاقة الائتمان لم تستخدم، ليس حتى للبنزين |
| Yatabilir deri koltukları olan, hızlı ve çok benzin yakan bir araba. | Open Subtitles | -شيئ بمقاعد جلدية قابلة للإنحناء للخلف وتكون سريعة ومعها كوبونات للبنزين |
| Ayrıca, arabamın mükemmel benzin sayacı var mesela şu anda her 51 milde bir 4 litre harcıyor. | Open Subtitles | أيضا، سيارتي نسبة إستهلاكها للبنزين ممتازة ... حالياً 51ميل لكل غالون |
| Olsun, zaten benzin almam gerekiyordu. | Open Subtitles | -ذلك رائع، فأنا بحاجةٍ للبنزين على أيّة حال |
| Bilirsin motosiklete benzin koyarken tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | أثناء وضعك للبنزين في الدراجة؟ هل تعلم... هذا خطير |
| benzin alırken güvenlik kamerasında yakaladık. | Open Subtitles | ...تحصلنا على مشترياتها للبنزين صور كاميرات المراقبة |
| benzin için elli diyelim mumlar ise bizden olsun. | Open Subtitles | - لنقل 50 دولار للبنزين و الشمعات على حساب المحل. |
| Uyuduğu barakanın içinde benzin bidonları bulduk. | Open Subtitles | وجدنا حاوية للبنزين داخل الكوخ حيث نامت |
| - Bez almazsam benzine ne kadar kalıyor? | Open Subtitles | حسنٌ، كم سيبقى للبنزين إذا لم أشتري أيّ حفاضة ؟ |
| İnsanların sonsuz petrol susamışlığı yüzünden kutup ayıları ölüyor. | Open Subtitles | الدببة القطبية تنقرض بسبب جشع الإنسان اللامتناهي للبنزين |