| Burası üst düzey casusluk mekânı, baba. Hiçbir şekilde göze çarpmıyor. | Open Subtitles | هذا أعلى موقع للتجسس يا أبي وهو غير واضح بشكل كبير |
| Eğer kanıt göründüğü gibiyse bu adam casusluk ve silahlı karışıklık için asılır. | Open Subtitles | إذا كانت هذة هى الادلة هذا الرجل سيعدم فى الفجر للتجسس والعصيان المسلح |
| Bize casus olarak geldiğini düşünüyorum. Eğer öyleyse icabına bakayım. | Open Subtitles | أعتقد أنه هنا للتجسس علينا دعنا نحاول إبعاده من هنا |
| Beş gün önce, casus gemimiz St Georges Adriyatik denizinde batırıldı. | Open Subtitles | منذ خمسة أيام غرقت سفينتنا للتجسس سانت جرجس |
| Ve dürüst olmak gerekirse, bu teknolojinin birisini gözetlemek için kullanıldığını hayâl etmek zor değil. | TED | ولنكن منصفين ليس من الصعب أن تتخيل استخدام هذه التقنية للتجسس على شخص ما |
| Tahminimce Higgins seni bizi gözetlemen için gönderdiğini bildiğimizi öğrendi. | Open Subtitles | تخميني هو يعرف هيغنز أننا نعرف أنه أرسلت للتجسس علينا. |
| Hepimizi seyrediyorlar. Bir bodrum kazdılar, ve hangilerimizin can sıkıcı olduğunu anlayabilmek üzere algoritmalar denemek ve çalıştırmak için casusluk merkezi inşa ettiler, ve herhangi birimiz bundan şikayet edersek, terörizm gerekçesiyle tutuklandık. | TED | الآن هم يراقبوننا جميعاً ، لقد قاموا بحفر القبو ، لقد قاموا ببناء مركز للتجسس ليقوموا بحساباتهم وتحليلاتهم ، ليعرفوا أينا أكثر شغباً. ولو اشتكى أى أحد منا ، فإنه يعتقل بتهمة الإرهاب. |
| Hemen kimliğimizi açıklamamızı yoksa casusluk veya hükümete karşı suçlardan dolayı mahkemeyle yüzleşmemizi istediler. | Open Subtitles | أو إدّعاء وجه للتجسس أو جرائم ضدّ الحكومة. الذي هل ذلك يجب أن يعمل بإيجاد سكولي؟ |
| Harvard mezunu bir doktor sözüm ona dürüst bir kadın niye 6 haneli bir para karşılığı sevdiği adama karşı casusluk yapsın? | Open Subtitles | لماذا تقوم طبيبة خريجة هارفارد وإمرأة ذات كرامة مزعومة بقبول مبلغ بستة أرقام للتجسس على رجل تدعي حبه |
| Tabii dostlarımı bana karşı casusluk etmeleri için şantaj yapmanızı açıklamak istemezseniz. | Open Subtitles | مالم تريد توضيح لماذا إبتزيت أصدقائي للتجسس علي |
| Sanırım dövüşmek için. Yada casusluk yapmam için. Beni ara sıra casus olarak kullanır. | Open Subtitles | القتال او التجسس، انه دائماً يستخدمني للتجسس. |
| Galiba, bir casus uyduyu kaydetmişiz. | Open Subtitles | ظاهريا، لقد كان إنفجار من القمر الصناعي للتجسس. |
| Onları yüzeye çıkmaya zorlarsak, casus uydulara yakalanırlar, donanmaya haber verin. | Open Subtitles | اذا استطعنا ان نرسلهم الى سطح البحر سوف يظهرون على القمر الاصطناعي للتجسس وسيرسلوا قوات البحريه |
| Çin casus uydusunun kontrolünü ele geçirdim. Yerinizi görebiliyorum. | Open Subtitles | وجدت مكان التغذية قبالة المطاعم الصينية قمر صناعي للتجسس عرف الموقع من الشاشة. |
| Bence CIA ajanı. CIA onu buraya casus olarak koydu. | Open Subtitles | أعتقد إنه من وكالة المخابرات المركزية وكالة المخابرات المركزية وضعته هنا للتجسس علينا |
| Bence CIA ajanı. CIA onu buraya casus olarak koydu. | Open Subtitles | أعتقد إنه من وكالة المخابرات المركزية وكالة المخابرات المركزية وضعته هنا للتجسس علينا |
| Seni gözetlemek için aylardır bu bedeni kullanıyorlar. | Open Subtitles | لقد استخدموا هذا الجسد للتجسس عليك لعدة شهور |
| Seni gözetlemek için aylardır bu bedeni kullanıyorlar. | Open Subtitles | أنا أستخدم هذا الجسد للتجسس عليك منذ شهر |
| Higgins'in seni bizi gözetlemen için işe aldığını bilmediğimizi mi sandın, Bay Köstebek? | Open Subtitles | كنت أعتقد أننا لا نعرف هيغنز أن المعينين لك للتجسس علينا ، والسيد الخلد؟ |
| Gardiner'in bizi gözetlesin diye gönderdiğinin farkındasındır. | Open Subtitles | أنت تعلم أن جاريدنال أرسله للتجسس علينا. |
| Anlaşılan kocanız, sizi izlemesi için Kurt Rossi adında bir özel dedektif tutmuş. | Open Subtitles | لقد تبين بأن زوجك كلف محققا خاصاً " كورت روسي " للتجسس عليك |
| Seni gözetlemesi için de işe almış olabilir. | Open Subtitles | من الأرجح أنه وظفه للتجسس عليك أيضاَ |
| Daha biraz önce Willy Mears Paulie Attansio'yu suçladı. | Open Subtitles | "جنّدت للتوّ (ويلي ميرس) للتجسس على (بولي أتيناسيو)" |
| Jeff ve Karen... uluslararası casusluğun... ve gizli operasyonların seksi dünyasına hoş geldiniz. | Open Subtitles | "جيف" و"كارن" أهلا بكما في العالم المثير والممتع للتجسس الدولي والعمليات السرية |
| Eh, umarım hepsi doğrudur, yoksa öbür türlü, sana casusluktan dolayı dava açmak için bir yol bulacağım. | Open Subtitles | حسنا، أتمنّى بان ذلك صحيح لأن ما عدا ذلك سيكون لدي طريق لمحاكمتك للتجسس |
| Bu kızlar beni gözetlemeleri için gönderildiler. | Open Subtitles | هذه الفتيات تم إرسالهم إلى هنا للتجسس علي |