| Ayrıca her gün PicoBundy'deki Hong Kong Garden masaj salonuna gidiyorum. | Open Subtitles | و كنت أقضي وقتي كل مساء في صالون هونج كونج للتدليك |
| Ayrıca her gün PicoBundy'deki Hong Kong Garden masaj salonuna gidiyorum. | Open Subtitles | و كنت أقضي وقتي كل مساء في صالون هونج كونج للتدليك |
| Ben masaj yaparım ve Frank minibüsü kullanır. | Open Subtitles | الناس في حاجة للتنقل ويحتاجون للتدليك للارتياح |
| İnsanların bir yerlere gitmeye, ve rahatlamak için masaja ihtiyaçları var. | Open Subtitles | الناس في حاجة للتنقل ويحتاجون للتدليك للارتياح |
| İnanmazsınız efendim, İran masajı denilen bir masaj var. | Open Subtitles | هنالك مركزٌ للتدليك يسمّى لن تصدّق ذلك، سيدي |
| Cinsel organ masaj için tamamen ortada olmalıdır. | Open Subtitles | الأعضاء التناسلية يتعرضون بشكل واضح للتدليك. |
| Büyük masaj salonları hakkındaki hislerimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرفين شعوري تجاه تلك الأماكن الكبيرة الخاصة للتدليك |
| Şimdi de, önceki günkü felaketi telafi etmek için masaj saati aldım. Bir samimiyet egzersizi. | Open Subtitles | الآن لتحقيق السلام بعد الدمار الذي حصل ذهبت لعمل التوقيت المناسب للتدليك |
| Bir düğme dönme sağlamak için ve ikinci masaj. | Open Subtitles | هل ترين الأزرار هنا؟ واحد للاهتزاز والآخر للتدليك. |
| Sanırım televizyonu satın alıp masaj için de bir yerlere gideceğim. | Open Subtitles | اعتقد انى ساشترى تلفزيون وساذهب فقط لاحد الاماكن للتدليك |
| Evet, onu aldım ve sonra sakinleşmeye çalışmak için masaj yaptırmaya gittik. | Open Subtitles | نعم , التقطتها بالسيارة وبعدها ذهب كلانا للتدليك لنحاول أن نهدأ |
| Evet, onu aldım ve sonra sakinleşmeye çalışmak için masaj yaptırmaya gittik. | Open Subtitles | أجل , قمت بأخذها و بعدها ذهبنا معاً للتدليك لمحاولة الهدوء |
| Profesyonel atıcılar bile maç sonrası masaj yaptırmalı. | Open Subtitles | مهلاً، حتى رامي الكرات المحترفين يحتاجون للتدليك بعد المباراة. |
| Bir ipucu vereyim. Karşılıksız, bir saat boyunca masaj. | Open Subtitles | سأعطيك تلميحاً ساعة واحدة للتدليك بدون ثمن |
| Seni iyileştirir iyileştirmez masaj ve egzersiz kürüne başlayabiliriz. | Open Subtitles | بمجرد شفائك سنبدء ببرنامج للتدليك والتدريب |
| O halde bir masaj salonuna gitmeniz gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب أن تذهب إلى صالون للتدليك وتحصل على تدليك لليدين |
| Rose, bu hediyeler Highland Spa merkezinden masaj almak için. | Open Subtitles | ..روز، هذه كابونات هدية للتدليك في منتجع هايلاند |
| Ama yalnızca sen uyurken ya da "masaja gidiyorum" dediğimde buluştuk. | Open Subtitles | ؟ كنا لا نتسكّع معاً إلا عندما تكوني نائمة أو عندما قلت أني ذاهبٌ للتدليك |
| Harika masaja ihtiyacım vardı | Open Subtitles | بارد. أنا متحمس جدا وأنا فعلا بحاجة للتدليك. |
| Ve onlar gelip Molalara, Molalar da böyle komik küçük bir pozisyonda durup "Ben tehlikeli değilim ama bir masaja ihtiyacım var" der. | TED | وأنها تأتي وتعطي Molas -- يمكنك ان ترى يضربون هذا موقف مضحك الصغير الذي يقول، "أنا لا تهدد، ولكني في حاجة للتدليك." |
| Spa'dan birilerini aradım. Bize, İsveç masajı yaparlarken, tuzla vücudumuzu da ovmalarını da ayarladım. | Open Subtitles | سنحظى بتدليك "سولت جلو" في جلستنا للتدليك السويدي |