| Benim de günahlarım var. Ama hayatta iken günahlarımızı telafi edebiliriz. | Open Subtitles | أنا أيضاً لدي آثامي، ولكن طالما نتنفس فلدينا فرصة للتكفير عنها |
| Benim de günahlarım var. Ama hayatta iken günahlarımızı telafi edebiliriz. | Open Subtitles | أنا أيضاً لدي آثامي، ولكن طالما نتنفس فلدينا فرصة للتكفير عنها |
| Daha önceden vicdan azabı hissetmediğini söylediğini biliyorum, ama, bunun çok güçlü bir kefaret ödeme arzusu... olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | و الآن, أعلم بأنك تقول أنه لا تراودك أي مشاعر بالذنب لكن ألا تعتقد بأنه توجد لديك رغبة قوية للتكفير عن أعمالك؟ |
| bunun çok güçlü bir kefaret ödeme arzusu... olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقد بوجود رغبة قوية هنا للتكفير عن أفعالك ؟ |
| Yom Kippur bir keffaret günüdür. | Open Subtitles | يوم الغفران هو يوم للتكفير عن الخطايا |
| Efsanevi kahraman Herkül, kendi ailesini öldürmenin kefaretini ödemek adına dokuz ürkütücü Göreve katlanmıştır. | Open Subtitles | البطل الأسطورى قد صمد أمام تسع تحديات مهولة فى سعيه للتكفير عن قتله لعائلته |
| Şimdi faaliyetlere başlamadan önce bu heyetteki her bir üyenin, tövbe niyetlerini gözden geçireceğiz. | Open Subtitles | الآن قبل أن نباشر الإجراءات نود معرفة نوايا كل فرد منكم للتكفير |
| Ailemin bu trajedideki günahlarını affettirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما بإستطاعتي للتكفير عن ذنب عائلتي في هذه المأساة. |
| Günahlarını telafi etme şansı olamadı, ama olsun isterdi. | Open Subtitles | انه لم يحصل على فرصة للتكفير عن خطاياه , سيكفر عن خطاياه لو اتيحة له الفرصة |
| Lelouch, yalanlarını telafi edebilmek için tek bir yolun var. | Open Subtitles | للوش هناك طريقة واحدة للتكفير عن أكاذيبك |
| Bugün, ömrümün son demlerinde tüm istediğim hayatımın geri kalan birkaç yılında komşularıma yardımcı olmak, hatalarımı telafi etmek ve vicdanımı müsterih kılmaktır. | Open Subtitles | اليوم , وبالقرب من نهاية حياتي كل ما أريده هو السنين التي بقت من عمري وأجد الوقت الكافي للتكفير عن أخطائي |
| Sanki bir yanlış yapmıştım ve telafi etmenin başka bir yolu yoktu. | Open Subtitles | كما لو كنت قد فعلت شيئاً ولا سبيل آخر للتكفير عنه |
| İyi bir şekilde, korkusuzca ölmeyi diliyor günahlarına kefaret olması için. | Open Subtitles | أنه يريد أن يموت بدون خوف. للتكفير عن خطاياه. |
| Günahları için kefaret öderken korkusuz ölmek istiyor. | Open Subtitles | أنه يريد أن يموت بدون خوف. للتكفير عن خطاياه. |
| Ama ondan önce, Kraliçe Margaery kefaret yürüyüşüne çıkacak. | Open Subtitles | ولكن قبل ذلك، سوف يجعل مارجيري تمشي للتكفير عن ذنوبها |
| kefaret ödeme,hiç duydun mu Babs? | Open Subtitles | فرصة للتكفير هل سبق وسمعتِ بذلك؟ |
| Yom Kippur bir keffaret günüdür. | Open Subtitles | يوم الغفران هو يوم للتكفير عن الخطايا |
| Conrad önceki haftadaki eylemlerinin bir keffaret girişimi olarak bu biletleri olnlara göndermişti. | Open Subtitles | كان(كونرد) من أرسل التذكرتين في محاولة منه للتكفير عن أفعاله في الأسبوع السابق |
| Özür dilemek, geçmiş günahlarımın kefaretini ödemek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقدم تعويضات, للتكفير عن الخطايا الماضية |
| Günahlarının bedelini ödemek için mi Hector'un yerine geçtin? | Open Subtitles | لذلك , هل ملء حذاء هيكتور طريقتك للتكفير عن ذنوبك ؟ |
| Ama bir tek tövbe şansı ver bana. | Open Subtitles | فقط اعطني فرصه اخيره للتكفير عن خطأي |
| Söz veriyorum, geri dönersen... kendimi affettirmek için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | ..وإذا عدتِ، أعدكِ بأنّني سأقضي كلّ حياتي للتكفير عن ذنبي |