| CA: Sanırım yakın zamanda New York'tan Long Beach'e yolcu taşımayı planlamıyorsunuz. | TED | أتخيل أنكم لا تعزمون على تقديم خدمات السفر للركاب من نيويورك الى لونغ بيتش عمّا قريب. |
| Beyaz alan, sadece kısa süreli yolcu indirme ve bindirme içindir. | Open Subtitles | المنطقة البيضاء للتحميل و التفريغ السريع للركاب |
| Afedersiniz ama her yolcu için sadece 20 kg izin veriliyor. | Open Subtitles | مسموح للركاب بحمل 20 كيلو جرام فقط لكل واحد |
| Mühendislik ve teknik alanda becerileri olan yolcuların sınıfı 38 numaralı Öğrenme sınıfındasın. | Open Subtitles | لقد تم تسجيلك في دروس الصف 38 المخصص للركاب أصحاب المهارات التقنية والفنية |
| Feribot hareket halindeyken... yolcuların araba güvertesine girmesi yasaktır. | Open Subtitles | لا يسمع للركاب بالبقاء بمنطقة تحميل السيارات على العبارة |
| Aynısı kurbanlar ve yolcular için de geçerli. | Open Subtitles | ونفس النتيجة كانت بالنسبة للركاب والضحايا |
| - Böylece bir, iki ve üç nolu güverteleri yolculara verebiliriz. | Open Subtitles | لذا سيكون لدينا اول ثلاث مخازن للركاب حقا, هذا ممكن.. |
| Son yolcu vagonu ve restoran vagonu arasında bir kontrol paneli var. | Open Subtitles | لوحة التحكم الخاص به موجود بين أخر مقصورة للركاب ومقصورة الطعام |
| Temel yolcu bilgisi burada yazıyor, pasaport fotoğraflarıyla birlikte. | Open Subtitles | المعلومات الأساسية للركاب مطبوعة هناك مع صور جوازات السفر |
| Kapıdan yolcu alımı başlamıştır. | Open Subtitles | نحن الان نفتح البوابة 47 للركاب |
| SWAT ekibi tüm çikislari tuttu. Hiçbir yolcu trene binemez. | Open Subtitles | "فريق من القوّات الخاصة اغلقوا جميع المخارج ولا يمكن للركاب الصعود." |
| Bu modelde yolcu hava yastığı vardı, değil mi Mikey? | Open Subtitles | هذه النماذج لديها أكياس هواء للركاب |
| yolcu treninde bomba patlattı. 30 kişi öldü. | Open Subtitles | قنبله داخل قطار للركاب قتل ثلاثون |
| Titanic'teki yolcuların 12'de 1'i için yıldız falı ne diyordu biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرفين ماذا قال الفلك عن 1 من 12 للركاب على سفينة تايتنك ؟ |
| Bu yanda, yolcuların arabalarının izleri var. | Open Subtitles | عربتان للركاب على القضبان_ وواحده على جانب القضبان |
| yolcuların arasında oldukça yetkili birisidir. | Open Subtitles | إنه يعتبر مصدر ثقة للركاب إلى حد ما |
| yolcuların buraya girmesi yasak! | Open Subtitles | غير مسموح للركاب هنا |
| İkinci sınıf yolcular için asla su dağıtılmıyor. | Open Subtitles | أنت الناس أبدا توفير المياه للركاب من الدرجة الثانية. |
| Şimdi tüm yolcular bekleniyor... | Open Subtitles | .. الآن الصعود الاحتياطي للركاب |
| Üzgünüm, bunlar yolcular için. | Open Subtitles | لا، أنا آسف إنه للركاب في الحقيقة |
| Lütfen trene giriş yapmadan önce çıkan yolculara öncelik veriniz. | Open Subtitles | من فضلك إسمح للركاب بالنزول قبل الصعودهم للقطار |
| Evet, gelip onu depoya çektiler ve yolculara da yedek otobüs gönderdiler. | Open Subtitles | أجل, أجل, لقد أتوا وسحبوها إلى المستودع وأرسلوا حافلة بديلة للركاب |
| Elimizdeki battaniyeleri, yolculara vermek zorundayız. | Open Subtitles | يجب علينا إعطاء الأغطية المتوفرة للركاب |