| Bu mahkum, mahkum Aguilar'ın cezalandırılmasına müdahale etti. | Open Subtitles | ماذا يجري هنا؟ كان هذا السجين يتدخل في العقاب البدني للسجين أجويلار |
| Buradaki mahkum sizin gözetiminizde şartlı tahliye edilmiştir. | Open Subtitles | أعلن إطلاق السراح المشروط للسجين تحت وصايتك |
| Çavuş Hondo, seninkiler mahkuma yakın koruma sağlayacak. | Open Subtitles | رجالك سيكونوا فى حراسة و حماية لصيقة للسجين |
| Bu yüzden mahkuma karşı böyle düşmanlık beslemeniz kesinlikle anlaşılabilir. | Open Subtitles | من المفهوم تماما انك كنت معادية للسجين |
| Düzgün mahkûm davranışları temel olarak şunları içerir. | Open Subtitles | السلوك السليم للسجين :يجب أن يتضمن التالي |
| Birleşik Devletler Yargıtay'ı bir mahkûmun evlenmesini ve kısırlaştırılmamasını garanti ediyor. | Open Subtitles | تضمَن المحكمة العُليا للولايات المُتحدة للسجين الحَق في الزواج و ألا يكونَ عقيماً |
| Sorgulama mahkum için hazırlandı. | Open Subtitles | غرفة الاستجواب، جاهزة للسجين، غرفة الاستجواب، جاهزة للسجين |
| Ve mahkum Leonard Vole'un karısı olarak mı yaşıyordunuz? | Open Subtitles | و كنت تعيشين كزوجة للسجين ليونارد فول ؟ |
| Personel, dikkat bir dahaki şartlı tahliye değerlendirmesi mahkum Gilmour için sabah saat 7.15'te yapılacak. | Open Subtitles | إلى كل العاملين جلسة التسريح المشروط (التالية للسجين (غيلمور ستعقد عند الساعة 7: |
| Marion, İllinois'ten kaçan mahkum için polis dört eyalette birden takip başlattı. | Open Subtitles | [مراسل على الراديو] شرطة إشتركت في مطاردة رسمية أربعة... للسجين الذي هرب حراسة مشدّدة في ماريون، إلينويز. |
| mahkum hazır. | Open Subtitles | "غرفة الإستجواب جاهزة للسجين" |
| - Chtistine'in mahkuma yazdığı mektuplar mı? | Open Subtitles | رسائل كتبت من كريستين فول للسجين ؟ |
| Al bunu mahkuma götür. | Open Subtitles | خذ هذا الماء للسجين |
| Bir mahkuma neler olduğunu öğrenmek istiyorum. Santos. | Open Subtitles | أُريد أن أعلم مالذي حصلَ (للسجين (دوس سانتوس |
| - mahkuma mı? | Open Subtitles | - للسجين ؟ |
| Evet, bunu rapor etmemiştim, hâlbuki bu gardiyan, beni köşeye sıkıştırıp mahkûm Roque'dan bahsedenle aynı kişi. | Open Subtitles | أنا ما أبلغت عنه، لكن ذلك الحارس نفسه حصرني أيضا... وجعل تمهيدا للسجين روكوي. - هو هل يتّفق مع روكوي؟ |
| mahkûm konuşabilir. | Open Subtitles | -يمكن للسجين أن يتحدث |
| Bu acımasız cihaz ve yanlış düşünülmüş kullanımının öldürücü sonuçları mahkûm Wolfe'u insancıl ziyaret için yenilenmiş uygulamama ibret olmuştur. | Open Subtitles | هذا الجهاز غير الإنساني والعواقب القاتلة لاستخدامه غير المدروس إنها مستند إثباتي الأول في طلبي الجديد للحصول على زيارة إنسانية للسجين (وولف) - إنسانية؟ |
| Sagittaron kanunları, cezasını çektikten sonra bir mahkûmun vatandaşlık haklarını tekrar kazanmasına izin veriyor. | Open Subtitles | القانون يسمح للسجين باستعادة حقوقه عندما يساعد في تقويم نفسه |