| Salı günleri geç saate kadar açığız Perşembe günü de Acil servisimiz açık | Open Subtitles | نفتح في وقت متأخرالثلاثاء والخميس للطواريء |
| O gece Acil serviste nöbetçiydiniz. | Open Subtitles | لقد كنت تقوم بالنوبة الليلية للطواريء في تلك الليلة |
| Elektrik şirketinin Acil durum ekibi falan yok mu? | Open Subtitles | حسنا , شركة الكهرباء أليس لديهم فريق للطواريء ؟ |
| 12 kez yoldan dönmüştük çünkü sen onu acile götürmek istedin ben de Sue'nun 300 dolarlık gazı gibi olacak dedim. | Open Subtitles | تبادلنا 12 مرة بالفعل لأنكِ أردتِ اصطحابه للطواريء وأنا قلت أن موقف غازات سو الذي كلفنا 300 دولار سيتكرر مرة أخرى |
| Onu yok saymana müsaade edemem! Durmadan yardım edemeyeceklerini söyleyen doktorların olduğu acile sahiden geri dönmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدي ان تذهبي للطواريء ثانية؟ |
| Korkarım ki, bir aciliyet atmosferi yaratmak için düzenli hatırlatmalarda bulunacağım. | Open Subtitles | سيكون هناك أخشى بعض التغيرات المنتظمة لخلق الجو العام للطواريء |
| Stajyerlik görevim için New York'taydım. Acil çağrısı gelmişti. | Open Subtitles | كنت طبيبة مقيمة في نيويورك وتم أستدعائي للطواريء |
| Ne yaşam bölmesi, ne Acil durum yaşam alanı ne de başka bir şey var. | Open Subtitles | لا منضاد للحياة ، لا مسكن للطواريء ، لا شيء |
| Seni özel bir yoğun bakım servisine ve en iyi Acil bakım ekibine götürüyorum. | Open Subtitles | أصطحبك إلى وحدة عناية مُركزة خاصة حيث يتواجد فريق رعاية طبي للطواريء على أعلى مستوى |
| Bu bir Acil durum hazırlık sistemi denemesidir. | Open Subtitles | يُعد هذا إختباراً لنظام الإستعداد للطواريء لدينا |
| Bu bir Acil durum hazırlık sistemi denemesidir. | Open Subtitles | يُعد هذا إختباراً لنظام الإستعداد للطواريء لدينا |
| Arabayı getirip bu adamları Acil servise götüreceğim. | Open Subtitles | سأحضر السيارة وأنقلهما للطواريء فورا |
| Beni takip edin. Acil durumlar için bir deniz altı var. | Open Subtitles | بسرعة , هناك غواصة هروب للطواريء |
| -Bu sadece Acil durumlar için ama! -Leah bu bir Acil durum zaten. | Open Subtitles | هذا فقط للطواريء وهذه حالة طواريء |
| Bilmiyorsan söyleyeyim, o ip sadece Acil durumlar içindir. | Open Subtitles | إذا لم تكن تعرف فهذا للطواريء فقط |
| Kızlar, benim galiba acile gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | رفاق، أظن أنه يجب أن أذهب للطواريء |
| acile birkaç... Az önce getirmiş olmaları lazım. | Open Subtitles | --لقد حضر للطواريء منذ حوالي من المفترض أن يكون قد تم إحضاره بحلول الآن. |
| Korkarım ki, bir aciliyet atmosferi yaratmak için düzenli hatırlatmalarda bulunacağım. | Open Subtitles | سيكون هناك أخشى بعض التغيرات المنتظمة لخلق الجو العام للطواريء |