| Benim deneme memurum uğradığım için çok sevindi. | Open Subtitles | إذن، ظابط المراقة كان سعيد للغاية لأني مررت عليه |
| "Tıp biliminin meyvelerinden yararlanabildiğim bir çağda yaşadığım için çok mesudum. | Open Subtitles | "سعيدة للغاية لأني أعيش في عمرٍ أستطيع أن أستمتع فيه بفاكهة الطب |
| Sizi beklettiğim için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف للغاية لأني جعلتكِ تنتظري. |
| Yakınlarda olduğum için çok şanslıydı. | Open Subtitles | هذا المريض محظوظ للغاية لأني كنت قريبه |
| Başarısız olduğum için çok şanslıyım. | Open Subtitles | إنني محظوظة للغاية لأني فشلت |
| Seni bulduğum için çok şanslıyım, Beth. | Open Subtitles | كنت محظوظة للغاية لأني وجدتك، (بيث) |