| Hey, bu şanslı çocuklara şarkı söylemeye hazır mısın? | Open Subtitles | إستعد للغناء من أجل هؤلاء الأولاد المحظوظين؟ |
| Seni gözlemleyip şarkı söylemeye hazır olduğunda sana bildireceğim. | Open Subtitles | لكن سأُبقي عيني عليك وسأخبرك عندما تكونين مستدعة للغناء مرة اخرى. |
| Büyük şarkı söyleme Günü'n kutlu olsun, genç bayan. | Open Subtitles | أوه سعيدُ لكِ بهذا اليوم العظيم للغناء آنستي |
| Bu arada, bebeğe şarkı söyleme konusundaki tavsiyen için teşekkür ederim. | Open Subtitles | على كل حال , شكرا على النصيحة للغناء للطفلة هكذا . |
| Diğer çocuklar Şarkı söylemek için ayağa kalktıklarında ellerin iki kat şeklinde masanda oturursun. | Open Subtitles | عندما يقف الاطفال الاخرون للغناء, تجلس واضعاً يديك متشابكة فوق الطاولة. |
| Bu, tam da üniversiteler arasında yapılan uluslararası Acapella şampiyonasında görmeyi bekleyeceğimiz türden bir performans. | Open Subtitles | الآن هذه هي بالضبط نوعية الأداء اللذي نتوقع أن نراه في المسابقة الدولية الجماعية للغناء الصوتي الجماعي |
| şarkı söylemeyi ve dans etmeyi ve koro odasında olmayı özledim. | Open Subtitles | أشتقت للغناء والرقص و الاحساس بان اكون بداخل غرفة التدريب |
| aslında, hediylerinizi almak için ağaçın altına gelirsiniz ve şarkı söylemeye hazır olursunuz ve ondan sonra giyinmeden ve banyo yapmadan kahvaltı için hazirlanırsınız Baba nın herşeyi berbat ettiği hariç | TED | في الواقع كنت تستطيع النزول الى الشجرة و الحصول على هديتك و التاهب للغناء, ثم الاستعداد لتناول فطور الصباح بدون حتى ان تستحم او ان ترتدي ملابسك, غير ان والدي افسد كل شيء. |
| Bu durumda onları da buraya şarkı söylemeye çağıralım... Bill ve Mary. | Open Subtitles | لذلك نحن أيضا يجب أن ندعوهم هنا للغناء ... |
| İğrenç küçük adamlar şarkı söylemeye başladı. | Open Subtitles | المخلوقات الصغيرة المقرفة تتحضر للغناء. |
| Hatta yeniden şarkı söylemeye başladı. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد عادت للغناء ثانيةً |
| Çünkü şarkı söylemeye hazır bir sürü kişi var burada. | Open Subtitles | لأن هناك أناس جاهزون للغناء لكم |
| Penceremin önünde bana şarkı söyleme düşüncesinde olan her kimse olursa ona kapımı açık bırakacağım. | Open Subtitles | كُل من لديه نزوة للغناء تحت نافذتي سيجدُ بابي مفتوحاً له |
| Ve endişelenmeyin -- sizin de şarkı söyleme şansınız olacak. | TED | ولا تقلقوا فستحصلون على فرصتكم للغناء. |
| Bir daha şarkı söyleme fırsatım olmayacakmış gibi çıkacağım sahneye. | Open Subtitles | سوف أخرج فقط إلى هناك وكأني... لن أحصل أبداً على فرصة أخرى للغناء. |
| Gariptir ki, Senfoni istasyonunda da Şarkı söylemek içindi. | Open Subtitles | و من المحتمل انها كانت في محطة سيمفوني للغناء ايضا |
| Şarkı söylemek her zaman önemliydi ama şarkıcı olacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لطالما كان الغناء امرا مهما لي لكن لم افكر قط ان حبي للغناء سيجعلني مغنيه |
| O Tokyo'ya Şarkı söylemek için geldi... | Open Subtitles | وقالت أنها جاءت إلى طوكيو للغناء |
| Sonra açık havada Şarkı söylemek için dışarı çıkıyorduk... başımızın etrafında bir sivrisinek bulutu oluşuyordu. | Open Subtitles | ثم تخرجين للغناء ... في الهواء الطلق مع غيمة من البعوض حول رأسك |
| Ağzı güzel ama o ağız Şarkı söylemek için yaratılmamış. | Open Subtitles | لديها فم جميل, و لكنه لم يخلق للغناء |
| Üniversiteler Arasında Uluslararası Acapella Şampiyonası'nın 2012 finaline hoşgeldiniz. | Open Subtitles | أهلا بكم في النهائيات في البطولة العالمية لسنة 2012 للغناء الجماعي الصوتي |
| Yoldaşlar bizimle yaşar; şarkı söylemeyi bilmeksizin. | Open Subtitles | "الرفيق الذي يعيش معنا لا يعرف حبي للغناء" |
| Ben sana ne zamandır şarkı söyle diyorum ama sen söylemiyordun, şimdi aniden ne oldu böyle? | Open Subtitles | لطالما طلبت منك أن تغنى لكنك كنت دوماً ترفض وفجأة يدفعك مزاجك للغناء |