Benim için pek öyle değil. Planlarım vardı. Tüm ailem bana geliyor. | Open Subtitles | حسنا انه ليس خبر مهم بالنسبة لي لقد خططت لمجيء كل عائلتي |
Mak'ın annnesi ve babası dua etmek için bir rahip ayarladılar. | Open Subtitles | أم ماك و والده رتبا لمجيء راهب للصلاة من أجل ماك. |
Habersiz geldiğim için özür dilerim efendim, ama yardımcınız masasında değildi. | Open Subtitles | أنا آسف لمجيء غير متوقّع، سيد، لكن مساعدك ما كان في منضدتها. |
Evinin arkasındaki çukurla ilgili bir makale yazması için bir gazeteci davet ettim. | Open Subtitles | لقد دعوتُ مراسلة لمجيء لتعمل مقالة حول الحفرة التي وراء بيتك |
Tam böyle yemek vakti geldiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | ؟ انا اسف لمجيء هنا في وقت العشاء |
Hayır ama Gordon rahatlamak için hep buraya gelirdi. | Open Subtitles | في الحقيقة، ما سبق أن كنت داخل قبل ذلك لكن جوردن قال دائما هو كان مكانه لمجيء و"تركيز." |
Zaten buraya onun için gelmiştim. | Open Subtitles | هذا هو السبب لمجيء هنا, لأصبح رائعًا |
İçeri atlamak için güzel zamanlama. | Open Subtitles | ولا حتى لمجيء أصدقائكم |
Ajan Scully sizi almak için gönderildim. | Open Subtitles | - أوه، الوكيل سكولي. - آي كان فقط , uh... - آي أرسل لمجيء الحصول عليك. |
Bugünün gelmesi için hep dua ettim. | Open Subtitles | آملت وتضرعت لمجيء هذا اليوم |
Beni sonrasında alması için bir araba ayarla! | Open Subtitles | أنا -رتب لمجيء سيارة كي تأخذني لاحقاً |