| bilmen gereken diğer bir şey, minik prenses, seksi dans etmeyi bilmek. | Open Subtitles | شيء ما تحتاجين لمعرفته, يا أميرتي الصغيرة هو كيف ترقصين بطريقة مثيرة |
| Tek bilmen gereken buradaki vericinin çalışması için onların gerekli olduğu... | Open Subtitles | حسناً كل ماتحتاج لمعرفته هو أن أجهزة الارسال هذه تحتاجه لتعمل |
| Evet. Çok fazla zamanım yok,yani bana sadece bilmem gerekeni gösterin . | Open Subtitles | ليس لدي الكثير من الوقت، لذا أطلعوني على ما أنا بحاجة لمعرفته |
| - bilmem gereken herşeyi... kendi kendime bulabilirken neden okula gideyim ki? | Open Subtitles | متى أريد أي شيء لمعرفته أستطيع أن أبحث عنه بنفسي؟ |
| Büyük sistemler için tasarımla ilgili bilmeniz gereken ilk şey; küçük şeyler gerçekten önemlidir. | TED | الآن، أول شيء أنتم بحاجة لمعرفته عن التصميم على نطاق واسع هي الأشياء الصغيرة التي حقًا تهم. |
| Eger bilmemiz gereken bir sey olsa Tommy bize çoktan söylerdi, tamam mi? | Open Subtitles | إذا كان هناك شئ نحتاج لمعرفته تومى كان ليخبرنا عنه , حسناً ؟ |
| O zaman okuyucularının şunu bilmesi gerekiyor: Ben güçlendirme taraftarıyım. | Open Subtitles | هذا كل مايحتاجه القراء لمعرفته انا متمكنة من كل شيء |
| Bence söylediğin her şeyin iki kültürdeki halini de bilmen gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن يخبرك كل شيء ما تحتاج لمعرفته حول لدينا ثقافتين. |
| Fakat oraya gitmeden önce bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | لكن هناك شيء واحد تحتاج لمعرفته قبل أن نذهب هناك. |
| Çok iyi bir oğlun var. Bu kadarını bilmen yeter. | Open Subtitles | لديك ابن طيب وصالح هذا كل ما تحتاجين لمعرفته |
| Çok iyi bir oğlun var. Bu kadarını bilmen yeter. | Open Subtitles | لديك ابن طيب وصالح هذا كل ما تحتاجين لمعرفته |
| O kadar ileri gideceğinizi sanmam... ama bu kız düşündüğümden daha ateşli çıkarsa... bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | لم أعتقد أننا سنصل الى هنا لكنّ يظهر انها أسهل مما ظننت هناك شيء تحتاج لمعرفته |
| O kadar ileri gideceğinizi sanmam... ama bu kız düşündüğümden daha ateşli çıkarsa... bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | لم أعتقد أننا سنصل الى هنا لكنّ يظهر انها أسهل مما ظننت هناك شيء تحتاج لمعرفته |
| Neden bilmem gerekenleri anlatmıyorsun? Biraz zaman kazandır. | Open Subtitles | لماذا لا تخبرنى بما احتاج لمعرفته وفر علينا الوقت |
| Eğer bilmem gereken şeyi bana söylemezsen, bir telefon görüşmesi yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا لم تقولي لي ما أحتاج لمعرفته ساضطر للقيام بإجراء إتصال |
| Bana bilmem gereken her şeyi anlattınız. | Open Subtitles | هذا صحيح، لقد أخبرتني بالفعل كلّ ما أحتاج لمعرفته |
| Holografiyle ilgili henüz söylemediğim bir şey daha var, bilmeniz gerekiyor. | TED | هناك أمر آخر تحتاجون لمعرفته حول الصور ثلاثية الأبعاد لم أخبركم عنه بعد. |
| Ulaşım planlamacısıysanız bunu bilmeniz oldukça ilginç olabilir. | TED | لو كنت مسؤول تخطيط في النقل سيبدو ذلك مهماً لمعرفته. |
| Eğer bilmemiz gereken bir şey olsa Tommy bize çoktan söylerdi, tamam mı? | Open Subtitles | إذا كان هناك شئ نحتاج لمعرفته تومى كان ليخبرنا عنه , حسناً ؟ |
| Şimdi tek bilmemiz gereken buraya nasıl geldiği. | Open Subtitles | كل ما نحتاج لمعرفته الآن هو كيف وصل إلى هنا ؟ |
| O kadar inanılmaz akıl almaz bir şey ki onu bilmek tüm dünyaya yeniden bakmak demek. | Open Subtitles | الشيء ذلك غير قابل للتصديق جدا، مدهش جدا، الذي لمعرفته ل إنظر إلى كامل العالم ثانية. |
| Hayır. NCIS'ın ve senin bilmesi gereken bir şey var. | Open Subtitles | لا,هناك شئ انتى و ان سى اى اس بحاجه لمعرفته |
| Onca acı ve kızgınlığın içinde iyi bir neden varsa öğrenmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | حسناً، لو أن هناك سبب لكل هذا الألم والتأزم، أتحرق شوقاً لمعرفته |
| Onu iyi tanıma şansım olmadı, ama... | Open Subtitles | لم تكن لدى الفرصة لمعرفته جيدا لكننى أعلم هذا |
| Tamamen bedensel bir ilişki, bu konuda başka birşey bilmene de gerek yok. | Open Subtitles | إرتباط جسدي بحت وهذا كل ما تحتاجون لمعرفته |
| Ben de bunu öğrenmeyi umuyorum. | Open Subtitles | هذا ما أمل لمعرفته |
| Onun dürüst biri olarak kalmasını sağlayacağınızı bildiği için kendini şanslı hissediyordur. | Open Subtitles | -صحيح -مؤكد أن خطيبك محظوظ لمعرفته أنك ستجبرينه على الإلتزام الحقيقي |