| Birkaç öğrenci ailesinin de içinde olduğu kişiler, okul öğrencilerin gitmesini engellemek için daha fazlasını yapmadığından çok öfkeliydi. | TED | والبعض، بما في ذلك بعض عائلات الطلاب، كانوا غاضبين أن المدرسة لم تفعل أكثر من ذلك لمنعهم من المغادرة. |
| FDA insanları korumak için kurulmuştur onların yardım almasını engellemek için değil. | Open Subtitles | وكالة الأدوية تشكلت لكي تحمي الناس ليس لمنعهم من الحصول على المساعدة |
| Ağır idrar kokusu nedeniyle et üreticileri androstenon salgısını engellemek için erkek domuzları kısırlaştırır. | TED | لذا، ومع وجود من يشمون رائحة البول والعرق فمنتجو لحم الخزير سيخصون ذكور الخنازير لمنعهم من إنتاج هذه الروائح. |
| Ve bunun gün ışığına çıkmasını önlemek için öldürmekten çekinmezler. | Open Subtitles | ويوجد هؤلاء الذين أقتلهم لمنعهم من معرفة الأمر |
| Çünkü seni öldürmelerini önlemek için yapılan anlaşma bu. | Open Subtitles | لأنه الاتفاق الذي أضرمته معهم لمنعهم من قتلك. أظنني سأصاب بالغثيان. |
| Şehrin kocaman bir kısmını patlattıklarında durdurmak için hiçbir şey yapmamış olmak nasıl hissettirecek sana? | Open Subtitles | بمَ ستشعر حين يدمرون مركز المدينة بينما تعلم أنّك لم تحرّك ساكنًا لمنعهم. |
| Ve hop, skip bul ve onları durdurmak için bir atlama. | Open Subtitles | البحث عن ذلك وأنت هوب، القفز والوثب لمنعهم. |
| Doğanın, kudretinde olan her şeyle gerçekten de onları durdurmaya çalıştığı sanıldı. | Open Subtitles | يبدو ان الطبيعة كانت في الواقع تفعل كل ما في وسعها لمنعهم. |
| Bazıları bunun, Tanrı'nın heykeltıraş ellerinin en üstün eseri olan ve bütün yaratıkların önünde diz çökmesi gereken insan vücudunun, ...bu gezici ruhlar tarafından istilasını engellemek için olduğunu söyler. | Open Subtitles | البعض يقول ان ذلك هو لمنعهم من الغزو خلق الله العليا , الجسم البشري على الحيوانات كلها ان تنحني اجلالا واكبارا |
| Bu insanların pencereden atlamalarını engellemek için yaratılmış bir kurgudur. | Open Subtitles | ... الخيـال نَجم من أفكـار الناس لمنعهم من القفز من النوافذ |
| İnsanlar tarafından pencereden atlamalarını engellemek için yaratılmış bir kurgu. | Open Subtitles | ... الخيـال نَجم من أفكـار الناس لمنعهم من القفز من النوافذ |
| Bazılarınız burada onların kaçmasını engellemek için bulunduğunuzu düşünebilir. | Open Subtitles | و الان... البعض منكم يظن انه هنا لمنعهم من الهروب |
| Ve onları engellemek için bir yöntem buldum. | Open Subtitles | ولقد ابتكرت اسلوبا لمنعهم |
| Hayır, onların hokkabazlıklarındaki son sahneyi tamamlamalarını engellemek için kanıt odasından yürüttüm. | Open Subtitles | لا، سرقته من غرفة الدليل لمنعهم من الإكمال... فعلهم النهائي prestidigitation. |
| Başkanları olan diğer etnik gruplar, başkanlarla çevrili olmalarını... ...ve bu başkanların güçlerini kötüye kullanmalarını önlemek için... ...meclis üstüne meclis, meclis üstüne meclis olmasını... ...garanti altına almışlardır. | TED | المجموعات العرقية الأخرى ، والتي لها زعماء ، تتحقق من أنها تطوق الزعماء مع مجالس من فوق مجالس من فوق مجالس ، لمنعهم من إساءة استعمال سلطتهم. |
| İngiltere'de, Deli Dana'nın yayılmasını önlemek için, inekleri yakmışlardı. | Open Subtitles | - إنه ممكن - أحيانا في إنجلترا، سيحرقون الماشية لمنعهم من اجتياز مرض جنون البقر على الناس |
| - Sizi idam sehpasına varmadan lime lime etmelerini önlemek için. | Open Subtitles | لمنعهم من تمزيقك إربا إربا قبل أن تشنق |
| Onları durdurmak için altı saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا ست ساعات لمنعهم. |
| Bunu onları durdurmak için kullanacağım. | Open Subtitles | -سأستخدمه لمنعهم . |
| Kardeşimin onları durdurmaya yetecek kadar askeri yok. Teslim olacağım. | Open Subtitles | أخي لا يملك جنود هنا بمافيه الكفايه لمنعهم سوف أستسلم |
| Birden içeri daldılar. onları durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد اقتحموا المكان، فعلتُ ما بإمكاني لمنعهم. |