| Öyle olmuş olsa bile operatöre nerede olduğumuzu söyleme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | حتى إذا ما كان هذا صحيحا فأنا لم أتمكن من إبلاغ عاملة التشغيل عن مكاننا | 
| Öyle olmuş olsa bile operatöre nerede olduğumuzu söyleme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | حتى إذا ما كان هذا صحيحا فأنا لم أتمكن من إبلاغ عاملة التشغيل عن مكاننا | 
| Rehabilite olduktan sonra bile, en ufak bir iş bulamadım. | Open Subtitles | حتى بعد أن شفيت لم أتمكن من الحصول على شيء | 
| Çünkü size gelip senin telefonunu kullanmak için iyi bir bahane bulamadım. | Open Subtitles | لأني لم أتمكن من الإتيان بعذر وجيه للخروج من المنزل واستخدام جوالك | 
| Ama hayat şartları yüzünden, devam edemedim. | Open Subtitles | و لكن لظروف معينة مررت بها لم أتمكن من مواصلة تعليمي | 
| Duvarı geçemedim bir türlü. Geçene kadar askıya aldılar beni. | Open Subtitles | أقصد, لم أتمكن من عبور الحائط لقد أوقفوني حتى أستطيع | 
| Bunlardan bir tane alamadım. Burada ne işin var? | Open Subtitles | لم أتمكن من أستخدام هذه ابداً ماذا تفعل هنا ؟ | 
| Ben de merak ediyorum valla. Ama sormaya fırsatım olmadı. | Open Subtitles | انا حقاً لدي فضول، لكني لم أتمكن من السؤال. | 
| Kusura bakmayın, bugün oğlunuzu görme fırsatım olmadı. Çok yoğundum. | Open Subtitles | آسفة لم أتمكن من رؤية إبنك اليوم | 
| Sormaya fırsatım olmadı. Nasıl gitti? | Open Subtitles | أنا لم أتمكن من أن أسأل كيف سار الأمر؟ | 
| Üçüncüsünü izleme fırsatım olmadı ama sanırım onda da... | Open Subtitles | لم أتمكن من مشاهدة الجزء الثالث ...و لكن أظن بأن | 
| Söylemeye fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم أتمكن من اخباره | 
| Öncelikle geçen haftaydı sanırım, telefonumu açıp Uber randevusu ayarlamaya çalıştım ve uygulamayı bulamadım. | TED | قبل كل شيء ، أعتقد أنه في الأسبوع الماضي ، فتحت هاتفي وحاولت الحجز في التطبيق أوبر و لم أتمكن من العثور على التطبيق. | 
| Araştırdığımda hiçbir şey bulamadım. Görünüşe göre bir tedavisi yok. | Open Subtitles | لم أتمكن من إيجاد أي مادة تشرح هذا المرض، ومن الواضح أنه لا يوجد أي منها | 
| Taksi bulamadım. Acil olduğunu söyledin. Merdivenleri koşarak çıktım. | Open Subtitles | جئت راكضاً إلى هنا لم أتمكن من أخذ تاكسي قلت إنها حالة طارئة | 
| Her neyse. Hastayla baş edemedim. Durma. | Open Subtitles | على أي حال ، لم أتمكن من التعامل مع المرضى لذا تفضّل ، واغتنم فرصتك | 
| Ama bölgeyi zamanında terk edemedim. | Open Subtitles | و لم أتمكن من مغادرة المنطقة فى الوقت المحدد. | 
| Ona olan aşkımla mücadele edemedim, peşinden koştum. | Open Subtitles | أنا من أجبرتها، لم أتمكن من مقاومة حبي لها | 
| Telsizden bir türlü ulaşamadım. | Open Subtitles | لم أتمكن من الاتصال بالمذياع أيمكنك مساعدتي؟ | 
| Bana dün tanıdık görünmüştün, ama nereden olduğunu bir türlü hatırlayamamıştım. | Open Subtitles | من الغريب أنك بدوت لي مألوفة البارحة لكنني لم أتمكن من التعرف عليك | 
| Yaklaşık 1.200 belge. Birini bile alamadım. | Open Subtitles | هناك حوالى 1,200 وثيقة لم أتمكن من الحصول على واحد منهم | 
| Kartı geri alamadım tatlım. Denedim. | Open Subtitles | كلا ، لم أتمكن من استعادة البطاقة آلي لقد حاولت |