Eric, dürüst olmadığın için sana kızdım ve bu değişmedi. | Open Subtitles | إريك، غضبت عليك ، لعدم كونك صريحا وهذا لم يتغير |
Eski hale döndüğümüzü düşünüyorum da hiç değişmedi ki Pete. | Open Subtitles | عندما أفكر بالعودة لذلك الوضع، أنا، تعلمين، هو لم يتغير. |
Hiçbir şey değişmedi, sen değişmezsen eğer. - Kiera! - Alec! | Open Subtitles | لم يتغير شيء ما لم تفعل أنت كييرا أليك ، تماسك |
Burada pek fazla şey değişmemiş. Burası hala annene mi ait? | Open Subtitles | إذاً لم يتغير الكثير هنا، ما زالت أمك تملك المكان ؟ |
Çünkü Prag'da çok mutsuzdun ama Değişen bir şey yok. | Open Subtitles | لانكِ كنتِ بائسة جدا في براغ ولكن لم يتغير شيء |
Beslenme düzeni çocukluğundan beri aynı en sevdiği şey mısır gevreği. | Open Subtitles | لم يتغير نظامه الغذائي منذ طفولته طعامه المفضل هو رقائق الذرة |
Güzel, bazı şeyler hiç değişmez. Tamamdır, beni bilgilendirmeye devam et. | Open Subtitles | حسناً هذا امر جيد، هذا شيئاً لم يتغير أبداً، ابقني على اطلاع. |
Ama acil bir durumda yine burada ameliyat ederlerdi, bir şey değişmedi. | Open Subtitles | لكن كانوا سيجرون عملية هنا في حالات الطوارئ لذا لم يتغير شيء |
Korkarım, bu eseri sergilediğim 1996'dan bu yana, çok bir şey değişmedi. | TED | لم يتغير الكثير، أخشى أنه، منذ عام 1996، عندما قمت بتفيذ هذا العمل. |
Düğmenin tasarımı Orta Çağ'dan bu yana pek değişmedi. | TED | لم يتغير تصميم الزر كثيرا منذ العصور الوسطى. |
Çoğu yerlerde, yarar yönetmeliği Thomas Edison'dan beri değişmedi. | TED | حسناً، في أغلب الأماكن تنظيم شركات المرافق لم يتغير كثيراً منذ توماس أديسون |
Son 500 yılda eğitim gerçekten değişmedi. | TED | التعليم لم يتغير فعلياً خلال 500 عاماً مضت. |
Bilirsiniz, ulaşımdan sağlık sigortasına kadar, her şey değişik ama eğitim değişmedi. | TED | تعرفون، من النظام الصحي الى المواصلات، كل شيء أصبح مختلف، ولكن التعليم لم يتغير. |
Bakalım: hükümet, para, savaş. Öyleyse hiç bir şey değişmemiş. | TED | فالحكومة والمال والحرب، لم يتغير شيء للآن. |
Bu köprü İnka zamanından beri hiç değişmemiş. | TED | لهذا لم يتغير هذا الجسر منذ زمن حضارة الإنكا، |
- Burası pek değişmemiş, değil mi? | Open Subtitles | على ما يبدو أن المكان لم يتغير كثيراً أليس كذلك؟ |
Son olarak, büyük istisnaları olmadan Değişen bir toplum dünyanın hiçbir yerinde yoktur. | TED | وفي النهاية لا يوجد اي مجتمع في العالم لم يتغير بسبب وجود الاستثناءات به |
Değişen bir şey yoktu, fakat her şey değişmişti. | TED | وبالتالي لم يتغير شيء، لكن تغير كل شيء. |
O zamandan beri sarayda aynı kalan tek yer burası. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذى لم يتغير من وقتها هو هذا المكان |
Bir şeyler değişmez ve kimse BKO'yu durdurmazsa, onun da bir gün yardıma ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | إذا لم يتغير شيء، إذا لم يعرف أحد كيف يضع حداً للمنظمة، يوماً ما سيحتاج إلى نفس النوع من المساعدة. |
Hayatındaki değişmeyen tek şey ben olmak istiyorum. | Open Subtitles | أحب أن أكون الشئ الوحيد فى حياتها الذى لم يتغير |
Yani bu adamın 5 yıl önce öldüğünü ve hiç değişmediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن ذلك الرجل إختفى منذ خمس سنوات و لم يتغير فيه شيئاً ؟ |
Haydi ama, zaman çok değişti. | Open Subtitles | بالله عليكِ ، فالزمن لم يتغير بهذا القدر |
Eğer fikrin değişmezse bu cevabı kabul edeceğim ve istifanı alacağım.. | Open Subtitles | إذا لم يتغير رأيك، فسوف أقبل ردك واستقالتك |
Ve eski Hindistan destanı "The Mahabharata" zamanından bu yana hiçbir şeyin değişmemesi hakkında konuşuyorduk. | TED | وكنا نتحادث حول أنه لم يتغير أي شيء منذ زمن الملحة الهندية القديمة "المهابهاراتا". |
Belki de her şey o kadar değişmemiştir. | Open Subtitles | إذاً، من الممكن لم يتغير شيئاً في نهاية المطاف |
Çocukluğundan beri oyun arkadaşlarında pek bir değişiklik yok yani. | Open Subtitles | نعم، هو يلعب المواعدة لم يتغير كثيراً منذ كان صغيراً |
MA: Bence yavaş yavaş değişiyoruz, ama tabii ki hiçbir şeyin değişmediği ülkeler de var. | TED | مادلين آولبريت : اعتقد ان التغير بطيء ولكن من الواضح ان هناك مناطق كثيرة في دول عدة .. لم يتغير وضعها على الاطلاق |