| Mezar taşında Bayan Feathers'a biricik kızının niçin herkesin... gaddar ve ahlâksız bildiği namlı bir katil ve soyguncuyla evlendiğini açıklayan hiçbir yazı yoktu. | Open Subtitles | و لم يتواجد اي شيء يوضح للسيده فذرز لماذا تزوجت أبنتها الوحيده من لص مشهور، قاتل، ورجل شرير وذو طبيعة عدوانية. |
| Onlar için hiç bir umut yoktu. Onlar sadece duymak istediklerini duydular. | Open Subtitles | لم يتواجد اي امل في نجاتهم لقد سمعوا ما أرادوا سماعه |
| Ofiste kimse yoktu, Ve Gail Sana yetişemediğini söyledi. | Open Subtitles | لم يتواجد أحد في المكتب وقالت جيل بأنها لم تتوصل إليك |
| Bir çocuk daha ebeveynlerinden biri olmadan büyümek zorunda kaldı çünkü o canavarı durduracak Flash ortalıkta yoktu. | Open Subtitles | والآن طفل آخر عليها أن يترعرع دون أحد والديه لأن البر لم يتواجد ليوقف ذاك الوحش |
| Ama o hayattayken, en çok ihtiyacı olduğu anda yanında kimse yoktu. | Open Subtitles | لكن حين كانت حية، حين احتاجتهم بشدّة لم يتواجد أحد |
| Tuzağa düştük. Şahit falan yoktu. | Open Subtitles | لقد تم نصب كميناً لنا لم يتواجد هُناك أى شاهد |
| Ben yardıma ihtiyaç duyduğumda yanımda kimse yoktu. | Open Subtitles | عندما احتجت مساعدة لم يتواجد أحد لأجلي |
| Önceden söyleyeyim, yoktu. | Open Subtitles | (من شتاءات (ستالينغراد إليك الخبر، لم يتواجد |
| Ama orada kimse yoktu. | Open Subtitles | لكن لم يتواجد أى شخص هُناك |
| Beni durduracak kimse yoktu. | Open Subtitles | لم يتواجد أحد ليوقفني. |
| Nikki'nin kaybolduğu gece alım yoktu. | Open Subtitles | لم يتواجد أي شحن ليلة اختفاء (نيكي) |
| Michael'ı bulduğumda etrafta kimse yoktu. | Open Subtitles | لم يتواجد شيء حول (مايكل) عندما وجدته |