| Hiçbir şey yapmadı ve yasa yarım bırakılmış işler üzerinde çok az konuşabilir. | Open Subtitles | لم يفعل شيئاً القانون لم يحدد أحكاماً كثيرة على الأفعال التى لم تكتمل |
| - İşin aslı, senin... - Hiçbir şey yapmadı ya herif! | Open Subtitles | ..ـ من الواضح، أنني لست غبيا ـ إنه لم يفعل شيئا |
| En azından rüzgara karşı yürüme artistliğini yapmadı. O şeyden nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنا على الاقل لم يفعل ما هو معاكس للريح اللعنة اكرة هذا |
| Ama o reddetmiş. Kesinlikle öyle bir şey yapmadığını iddia etmiş. | Open Subtitles | لكن ذلك الشخص رفض الفكرة ادّعى أنّه لم يفعل قطَ شيئا مثل ذلك |
| Bana bir şans tanıdın. Daha önce kimse yapmamıştı teşekkür ederim. | Open Subtitles | لم يفعل أحد لي هذا من قبل لذا ، شكراً لكِ |
| - Joe hiç Mimsie Stanshope'a iş yapmadı. - Tabii yapmadı. | Open Subtitles | جو لم يعمل أبدا لـ ميمزي ستان شو بالتأكيد لم يفعل |
| Tanıştığınız andan itibaren sana yalan söylemekten başka bir şey yapmadı. | Open Subtitles | لم يفعل شيئاً سوى الكذب عليك منذ اللحظة التي التقيتَ به |
| Benim için hiçbir şey yapmadı ama Cece'yi çorbaya çevirdi. | Open Subtitles | لم يفعل ابدا شيئا لي لكنه حول سيسي الى حساء |
| Babam yokken bana iyi bakıyor. Babam benim için bir bok yapmadı. | Open Subtitles | فقط تهتم بي في رحيل والدي والدي لم يفعل أي شيء لي |
| O lanet olası şerefsizlerden hiçbirisi bana hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | لم يفعل أيٌّ من أولئك الأوغاد الملاعين أيَّ شيءٍ بي |
| Size özgürlüğünüzü sunmaktan başka bir şey yapmadı. Karşılığını böyle mi ödüyorsun? | Open Subtitles | لم يفعل لك شيء سوى أن عرض عليك الحرية، وهكذا ترد جميله؟ |
| Lütfen çocuğun canını bağışlayın. O yanlış hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | أرجوك , دع الطفل وشأنه أنه لم يفعل أي شئ |
| Çocuk biraz gergin. Daha önce hiç yapmadı bunu. - Neden? | Open Subtitles | الفتى مُتوتر قليلاً ، إنه لم يفعل ذلك الأمر من قبل |
| Yemin ederim o hiç bir şey yapmadı. Lütfen yapmayın. | Open Subtitles | أقسم بالله أنه لم يفعل أي شيء . الرجاء لا. |
| Bunların hiç birini yapmadı. Bunları yapmaya çalışmadı bile. | TED | هو لم يفعل ذلك البتة و حتى أنه لم يحاول فعل ذلك |
| Onun iyi birşeyler yapmadığını söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لن أقول بأنّـه لم يفعل بعض الأشيـاء الجيّدة |
| Bir yol haritası yoktu. Kimse daha önce böyle bir şey yapmamıştı. | TED | ليس هناك خارطة طريق. لم يفعل أي شخص شئ مثل هذا من قبل. |
| Herhangi bir yanlış yapmamış olan bir kurbanı cezalandırmaya zorluyoruz. | Open Subtitles | .. سوف نجبره علي عقاب الضحية الذي لم يفعل شيئاً خطأ له .. |
| Hayır, etmedi! Bizim evimiz biziz. Sen, ben ve çocuklar. | Open Subtitles | لا لم يفعل , المنزل هو نحن انا وانت والاطفال |
| ve başarıldığında ve yeni hükümet geldiğinde işler son derece basitleşir çünkü yeni gelen başkan eğer yapmazsa başına ne geleceğini bilir. | Open Subtitles | وما إن يحدث ذلك وتـُـشكّلُ حكومة ٌ جديدة، فإتها ستقوم بإطاعة الامر, لأنّ الرئيس الجديد يعلم ما الذي سيحدث إذا لم يفعل. |
| Beni öldürebilirdi ama öldürmedi. Düşünün, soruyu yanlış yanıtladık. | Open Subtitles | كان بوسعه قتلي بسهولة لكنه لم يفعل لم نجب صحيح على سؤال الأذعة |
| Bu odadaki herhangi bir savcının yaptığından farklı hiçbir şey yapmamıştır. | Open Subtitles | لم يفعل سوى ما كان اي مدعٍ في هذه القاعة سيفعله |
| gelmezse eğer, seçenekleri konuşmamız gerekebilir. | Open Subtitles | وإن لم يفعل سيأتي الوقت لكي نتحدث عن الخيارات |
| Bombayı patlatır, arkasına yaslanır ve "Ben yapmadım. " der. | Open Subtitles | ثم يجهزها للانفجار وهو جالس ويقول أنه لم يفعل شيئا |
| Bu da Tudhope'un hiçbir şey yapmadığı anlamına gelmiyordu. | TED | الآن، هذا لا يعني ان تدهوب لم يفعل شيئاً. |
| Ben yapmadım, o yaptı. Ve eğer o yapmasaydı, ben yapardım. | Open Subtitles | لم أفعل شيئاً ،هو الذى فعل ولو لم يفعل ، لفعلتها بنفسى. |
| "Beni kullandılar" demişti, yani o vurmadı. | Open Subtitles | لقد قال "انا ابله" مما يعنى انه لم يفعل شئ ، اليس كذلك؟ |
| Peki, neden yapıyor? | Open Subtitles | إذاً لم يفعل ذلك؟ ما الذي يريده؟ |