Burada benim tatlı pastamla bitmemiş bir işim var. | Open Subtitles | لدي عمل لم يكتمل مع بلدي قليلا كتي فطيرة هنا. |
Öte yandan Sosyalist Birlik Partisi'nin meclis üyeleri bunu, büyük şirketlerin, savaş suçlularının sahip olduğu, genel olarak Sosyalist Birlik Partisi'nin 1933'te Hitler'e yardım etmekle suçladığı tüm Nazi Parti üyelerine ait kamulaştırma süreci bitmemiş mallara el konulmasına karşı bir tehdit olarak algıladı. | Open Subtitles | من ناحية أخرى يراها مستشارو حزب الوحدة الإشتراكي تهديدًا للملكيات التي ما زال تأميمها لم يكتمل والتي تعود ملكيتها للشركات الكبيرة |
Daha bitmedi,o yüzden merak etme. | Open Subtitles | إنه لم يكتمل , لذا لاتقلقي بشأنه |
Durun Daha bitmedi. Voorhies kendi alanına geliyor. | Open Subtitles | لم يكتمل شيء بعد |
Ve senin projen henüz bitmedi? | Open Subtitles | ومشروعك لم يكتمل |
Elbette bitmemiş işler var. | Open Subtitles | من الواضح ،أن هناك عمل لم يكتمل |
- Bu dosya bitmemiş dedim. | Open Subtitles | _ قلت أن هذا الملف لم يكتمل .. ؟ _ |
Cebinde oğluna yazılmış bitmemiş bir mektup çıkacaktı. | Open Subtitles | مع نسخة من رواية (فاونتنهيد)َ و خطاب لم يكتمل |
bitmemiş bir işim var. | Open Subtitles | - عمل لم يكتمل. |
- Lloyd George'un yazlık evi hala bitmemiş. | Open Subtitles | لم يكتمل منزل الصيف( لويد جورج ) بعد |
bitmemiş bir işim var. | Open Subtitles | عمل لم يكتمل. |
- Daha bitmedi! | Open Subtitles | ! لم يكتمل تقريرى حتى الآن |
Tedavin Daha bitmedi. Daha bitmedi. | Open Subtitles | لكن علاجكِ لم يكتمل... |
- Daha bitmedi işte. | Open Subtitles | لم يكتمل |
Sihrim henüz bitmedi. | Open Subtitles | نشاطي لم يكتمل. |
Ama eğitimin henüz bitmedi. | Open Subtitles | ولكن التدريب لم يكتمل بعد . |