- Bir gün bana çaya gelin. Eminim Konuşacak çok şeyimiz olacak. | Open Subtitles | يجب أن تزورني من أجل فنجان شاي إني متأكدة أن لديك الكثير لنتحدث عنه. |
Konuşacak çok şeyimiz, soracak çok sorum olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك الكثير لنتحدث عنه و لدي أسأله كثيره |
İçeri girmeliyiz. Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | علينا الدخول إلى المنزل لدينا الكثير لنتحدث عنه |
- Konuşacak hiçbir şey yok! - Sunumumuz. | Open Subtitles | مرحباً,نحن يجب أننتحدثعن . ليس لدينا شئ لنتحدث عنه |
- Golf arabası satıyorum. - Vay. Yani Konuşacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | أنا أَبِيع عربات الغولف واو جيد هذا يقودنا الى انه لا شيء لنتحدث عنه |
Evliliği unut. Konuşacak ortak bir noktamız bile yok. | Open Subtitles | لاتفكر بالزواج , لاشئ نتفق عليه فيما بيننا لنتحدث عنه |
Seninle Konuşacak çok şeyimiz var. Her şey güzel olacak. | Open Subtitles | لدينا الكثير لنتحدث عنه أنا وأنت سنحظى بوقت رائع |
Hayır, bu konuları pek konuşmadık, Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | لا هناك الكثير من الامور لم نتحدث فيها لدينا الكثير لنتحدث عنه |
Savcı buraya geldiğinde Konuşacak çok şeyimiz olacak. | Open Subtitles | ما ان يصل المدعي العام الى هنا لدينا الكثير لنتحدث عنه |
Vic, Konuşacak, ortak çok noktamız var, hadi buluşalım. | Open Subtitles | فيك.. لدينا أشياء مشتركة كثيرة والكثير لنتحدث عنه.. دعنا نجتمع |
Artık Konuşacak şeylerimiz olacak demek ki. | Open Subtitles | أظن أنه أصبح لدينا موضوع لنتحدث عنه إذاً |
Konuşacak bir şeylerimiz yok facebook mesajlarını bile sildim. | Open Subtitles | إهدأ لا يوجد أي شيء لنتحدث عنه لقد مسحت كل رسائلك لذى إنسى الأمر و تابع |
- Ama bu-- Senin için imkansız duruyor. Aslında Konuşacak birşey de yok gibi. | Open Subtitles | إذا كنت لا تشعرين بشيء لا يوجد شيء لنتحدث عنه |
Konuşacak çok şey var biliyorsun kaybettiğimiz yıllar gibi. | Open Subtitles | هناك الكثير لنتحدث عنه ، انت تعلم كل هذه السنين اللتي فوتناها |
Konuşacak bir şeyler bulmaya çalışmaya bile yeltenmiyorum. | Open Subtitles | لا تجعليني اتحدث عن محاولة إيجاد أمر لنتحدث عنه |
İki sene boyunca çıktık, ayrıca Konuşacak şeylerimiz vardı. | Open Subtitles | لقد خرجنا مع بعض لسنتين ولدينا الكثير لنتحدث عنه اذهبي للأعلى.. |
Konuşacak hiçbir şey yok. Tişörtümü geri ver. | Open Subtitles | ليس هنالك شيءٌ لنتحدث عنه أعد إليّ قميصي |
Çünkü sonrasında Konuşacak çok şeyimiz olacak. | Open Subtitles | لأنه سيكون هناك الكثير لنتحدث عنه بعد ذلك |
Biliyorum bu kolay değil ama Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | أعرف بأن هذا صعب ولكن لدينا الكثير لنتحدث عنه |
- konuşacağımız çok şey var gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو وأننا لدينا المزيد لنتحدث عنه |
Sorun neyse sonra konuşalım. | Open Subtitles | أيا كان الامر ، لنتحدث عنه في وقت لاحق. في وقت لاحق؟ |
Peki hakkında konuşulacak ne kaldı? | Open Subtitles | حقاً يا (كارلو ماذا هناك لنتحدث عنه بالتحديد ؟ |