Basit ve ilkel bir dünyada, bir modele o kadar da ihtiyaç yoktur. Çünkü hisler gerçekliğe yakındır. | TED | في عالم بدائي و بسيط، لا يوجد حقا سبب لنموذج. لأن الإحساس يقارب الحقيقة. |
Ve biz bunu özgür seçimlerle kişisel hakların, mutlulukla kişisel tatminlerin olduğu bir modele çevirdik. | TED | وقد بدلنا هذا النموذج لنموذج الاختيار الحر وحقوق الفرد، والشعور بالرضا والسعادة. |
24 saate bana dönüp bütün operasyonu satış temelli modele dönüştüren bir teklif getirmen gerek. | Open Subtitles | اريدك ان تأتي لي في 24 ساعة و ان تحضر لي اقتراحا يحول العملية برمتها لنموذج مبني على المبيعات |
Yani, Tiger kesinlike Accenture modeline uyuyordu. | TED | أعني أن تايغر بالتأكيد كان مطيعا لنموذج اكسنتشر. |
Sanki laboratuvar onunla beyin modeline ayarlanmış. | Open Subtitles | يبدو وكأن المعمل قد صُمم خصيصاً لها لنموذج دماغها |
Russ satış modeline geçmemizi mi istiyor? | Open Subtitles | (روس) يريد منّا ان نتحول لنموذج مبيعات |
Şu anda elimde sadece kürdandan yapılma modelleri var. | Open Subtitles | وحاليًا توصلت لنموذج من أعواد الثقاب ولكن (لو اتصلت بـ(مايك) و(أيك |
Şu anda elimde sadece kürdandan yapılma modelleri var. | Open Subtitles | وحاليًا توصلت لنموذج من أعواد الثقاب ولكن (لو اتصلت بـ(مايك) و(أيك |
Güçlü bir kadın rol modele ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | كانت بحاجة لنموذج للمرأة القوية |
Robot için bir modele ihtiyacimiz var. | Open Subtitles | نحتاج لنموذج للروبوت |