| Henri çok güzel olduğunu söyledi. -Sanırım orda açık sarışınlardan bulamayacağım ama... | Open Subtitles | يقول ـ هنري ـ بأنها رائعة لن أجد شقراء هناك |
| " Bu küçücük ülkede asla bir koca bulamayacağım." | Open Subtitles | لن أجد أبدا زوجا في هذا البلد الصغير والضيق |
| Uygun bir elbise bulamayacağım zaten. | Open Subtitles | سوف لن أذهب , لأنني لن أجد مطلقاً فستان على أي حال |
| Daha iyi bir ortak bulamam. Artık bulmama gerek yok. | Open Subtitles | أنا لن أجد شريكا أفضل والآن لا يجب علي ذلك |
| Ben de seni bırakmak istemiyorum ama burada kalmayı karşılayabilsem bile yeteri kadar ödeyen bir oyunculuk işini asla bulamam. | Open Subtitles | أنـا لـاـ أريد أن أتركك كذلك ، لكن حتي إن إستطعت البقاء هنا لن أجد أبداً مهنـة تدفع تكاليف إقامتي |
| Herhalde bu sandığın içinde uyuşturucu bulamayacağımı söyleyeceksin. | Open Subtitles | أفترض أنكم ستخبروننى أننى لن أجد مخدرات فى هذا الصندوق |
| Perşembeye kadar hiçbir şey bulamayacağımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأني لن أجد شيئا ً من الآن حتى يوم الثلاثاء؟ |
| Ama olabildiğince uzağa gitmezsem asla huzur bulamayacağım. | Open Subtitles | لكن لن أجد السلام مالم أرحل بعيداً بقدر ما يمكن. |
| Sevip sevileceğim birisini asla bulamayacağım düşünüyorum. | Open Subtitles | و بأننى لن أجد أبداً شخصاً أحبه و يحبنى |
| Hala kontrol ediyorum. Aptalca. Hiçbir şey bulamayacağım. | Open Subtitles | ما زلت أبحث، هذا غباء، لن أجد أي شيء |
| Gidelim bence. Burada hiçbir şey bulamayacağım. | Open Subtitles | علينا الذهاب لن أجد شيئاً مناسباً هنا |
| "Anlaşılan bu kutuda parmak izi veya DNA bulamayacağım." | Open Subtitles | "يبدو أنّي لن أجد أيّة بصمات أو حمض نوويّ على هذه العلبة" |
| Hayır bulamayacağım, bulamam. | Open Subtitles | ستجدين حلا لذلك لا, لن أجد, لا أستطيع |
| Eğer eti çıkarırsan, ölüm sebebini bulamam. | Open Subtitles | حسناً, لكن إن لم أستطيع نزع الأنسجة اللحمية, لن أجد سبب الوفاة. |
| Çok karanlık. Tek başıma asla yolumu bulamam. | Open Subtitles | ولكنها مظلمة لن أجد طريق الخروج لوحدي أبداً |
| Düşündüm ki senin gibi birini bulamazsam, hiçbir zaman kimseyi bulamam. | Open Subtitles | لذلك ,اعتقدت انه إذا لم أجد فتاة مثلك تماماً لربما لن أجد أي أحد |
| Ayrica, evlenme teklifi etmek icin daha iyi bir firsat bulamam. Smokin giymisim, havada ask var, ve elimde mikrofon olacak. Bir daka, ne dedin? | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنني لن أجد فرصة أفضل من هذه أرتدي بدلة والحب في الأجواء وسأحمل ميكرفونا في يدي انتظر ,ماذا؟ |
| Fakat buralarda olabildiğince uzaklaşmazsam asla huzur bulamam. Peki ya Tydeus? | Open Subtitles | ولكن لن أجد الهدوء أبداً إلا عندما أبتعد بقدر الإمكان. |
| Ve bana hayatım boyunca aşkı hiç bulamayacağımı söyledi. | Open Subtitles | ولقد أخبرتني أني لن أجد الحب أبداً في حياتي. |
| Uzun bir zaman boyunca ailemi asla bulamayacağımı düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدتُ لوقتٍ طويل أنّي لن أجد عائلتي أبداً |
| Ancak bir atın sırtında sarsılarak iki gün ve gece geçirdikten sonra bu insanları bir şekilde bana yardım etmeye ikna edemediğim sürece dönüş yolunu asla bulamayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | و لكن بعد قضيتُ يومين و ليلتين أرتج على ظهر الحِصان علمتُ أنّي لن أجد طريق عودتي أبداً |