| yalan söyleyecek değilim ateşli. Ama biraz garip. | Open Subtitles | إنه مثير , لن أكذب عليك , لكن الامر غريب. |
| Romantik kısmı değil, diğer mesele. yalan söyleyecek değilim. Bu sefer ben de zıvanadan çıkmadım değil. | Open Subtitles | لن أكذب عليك, لكنني فعلت شيئاً جنونياً هذه المرة, نوعاً ما |
| yalan söyleyemem. | Open Subtitles | آنا لن أكذب عليكى. آنا لم أذهب للكنيسه منذ وقت طويل جدا. |
| - Ya koruyamazsak? Ona yalan söyleyemem. | Open Subtitles | ماذا لو كنا عاجزين عن حمايتها لن أكذب عليها |
| Yalan yok, bu yaptığım yüzünden sigorta primleriniz adeta uçacak. | Open Subtitles | لن أكذب عليكِ هذا يعني بأن أقساط التأمين ستتجاوز السقف |
| Ben senin için yalan söylemem. Sen ve polislerin başınızın etini yiyin. | Open Subtitles | لن أكذب عليك ، أنت و شرطتك بإمكانكم أن تدمروا بعضكم البعض |
| Harika. Hem yalan söyleyeyim, hem beni ödlek sansın. | Open Subtitles | عظيم، لن أكذب فقط، ولكن سأبدو جباناً أيضاً |
| Sokaklarınızı, dükkânlarınızı restoranlarınızı, hepsini geri vereceğiz fakat size karşı Dürüst olacağım fedakarlık etmeniz gerekecek. | Open Subtitles | "سوف نُرجع لكم شوارعكم، متاجركم، مطاعمكم، كلها "لكن لن أكذب عليكم.. سيتطلب ذلك تضحيات" |
| Sen koca bir adamsın, ve sana yalan söylemek istemiyorum. | Open Subtitles | أنتَ رجل كبير، و لن أكذب عليك أبداً |
| Genç olmak zordur. Size yalan söyleyecek değilim. | Open Subtitles | أن تكون مراهقا , هذا قد يكون صعب أنا لن أكذب عليكم |
| Bana biraz saygı göster, biraz güven bana. Böyle konularda yalan söyleyecek değilim. | Open Subtitles | مع كامل احترامي فأنت لا تفقه شيئا لن أكذب حيال أمور كتلك |
| Bak, sana yalan söyleyecek değilim. Başımız fena belada. | Open Subtitles | انظرا لن أكذب عليكما لدينا مشكلة جدية هنا |
| Sana yalan söyleyemem. Seviyorum. | Open Subtitles | وانا احبها لن أكذب عليكي انا احبها |
| Senin için uğraşacağım. Ama yalan söyleyemem. | Open Subtitles | سأقاتل في سبيلك لكن لن أكذب عليك |
| Yalan yok, objektif olabileceğimi sanmıyorum artık. | Open Subtitles | لن أكذب عليكِ لم أتوقع إنني سأكون محايدة هكذا |
| Ama Yalan yok, kolay olmadı. | Open Subtitles | لكنّي لن أكذب لم يسِر الأمر على نحو سلِس. |
| Tatlım, sana yalan söylemem. Ama şunu unutmamalısın. | Open Subtitles | عزيزي أنا لن أكذب عليك ولكن يجب أن نتذكر شيء واحد |
| Sana asla yalan söylemem. Ayrıca herkes berbat bir yalancı olduğumu söyler. | Open Subtitles | أنا لن أكذب عليك . إلى جانب ذلك الناس يقولون لي أنني كاذبة فظيعة |
| Ne yalan söyleyeyim seni orada gördüğüme şaşırdım. | Open Subtitles | لن أكذب عليكِ كنت متفاجئاً من رؤيتكِ هناك |
| Şey, ne yalan söyleyeyim o tırmalamaların bir kısmını bilerek yaptım. | Open Subtitles | حسناً، انا لن أكذب بعض تلك الخدوش كانت من قلبي يا عزيزي |
| Bunu senden başka kimse yapamazdı. yalan söylemiyorum. Sana yalan söylemiyorum Rupe. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه عمل هذا سواك لن أكذب عليك يا روب |
| sana asla yalan söylemeyeceğim seni asla incitmeyeceğim ve seni kaybedersem bunu asla kabul edemem | Open Subtitles | لن أكذب عليكِ أبداً لن اُوذيكِ أبداً و لو فقدتكِ سأندم على هذا طوال حياتي |