| Biliyorum, ve ben bir şeyler yapana kadar bunlar durmayacak. | Open Subtitles | أعرف هذا، و لن يتوقف هذا إن لم أفعل شيئاً |
| Rittenhouse ya da değil, Flynn biz onu durdurana kadar durmayacak. | Open Subtitles | ريتنهاوس ام لا , فلين لن يتوقف قبل ان نوقفه نحن |
| Şimdi beni arıyordur. Asla durmayacak, biliyorum. | Open Subtitles | سيبحثون عني الآن أعرف أنه لن يتوقف عن ذلك |
| Persler en son hanemiz yerle bir olana, halkımız toplu infiale uğrayana dek durmayacaktır. | Open Subtitles | لن يتوقف الفرس إلا عندما يكون ملجئنا الوحيد هو الفوضى |
| Konuşmaya başlarsan, durur. Yoksa durmaz. | Open Subtitles | عندما تبدأ بالكلام سيتوقف ما عدا ذلك فهو لن يتوقف |
| Bu trenin iki saat boyunca durmayacağını duymuştum. | Open Subtitles | أتعلم، سمعت أن هذا القطار لن يتوقف خلال الساعتين المقبلتين |
| Gorgoni, Baba ölene kadar durmayacak. Artik savastayiz. | Open Subtitles | جورجوني لن يتوقف حتى يموت بوب انها الحرب |
| Milaap projesi durmayacak, kaybettin Raghavan. | Open Subtitles | . لن يتوقف مشروع ميلااب لقد خسرت, راجهافان |
| Ne kadar bildiğinden emin değilim ama her şeyi bulana kadar durmayacak. | Open Subtitles | أنا لست متأكد من حجم ما يعرفه و لكنه لن يتوقف حتى يعرف كل شئ |
| Listenin ona bir faydası yok. Bu karaciğerin kanaması durmayacak. | Open Subtitles | القائمه لا تساعده نستطيع العمل طوال الليل لكن هذا الكبد لن يتوقف عن النزيف |
| O kara kutuyu elinden alıncaya kadar durmayacak. | Open Subtitles | لن يتوقف حتى يا خذ ذلك الصندوق الاسود منك |
| Problem nasıl olup da bu program asla durmayacak diyebiliriz. | Open Subtitles | تكمُن المشكلة في... كيف نقول أن البرنامج لن يتوقف مطلقاً؟ |
| İtibarını bu görevle kurtarabilir. Asla durmayacak. | Open Subtitles | وهمته ستقوم الي هذه المهمة , لن يتوقف أبداً |
| Bizde olacak, o da biz ölünceye ve hepsi onun oluncaya kadar durmayacak. Yani ne? | Open Subtitles | وهو لن يتوقف حتى تصبح في حوزته أو يقوم بقتلنا |
| Seni bulana kadar durmayacak. Bir sürü insanı tutuklattı. | Open Subtitles | لن يتوقف قبل أن يعثر عليك لقد قام بالقبض على العديد من الاشخاص |
| Hepimizi köle ve putperest yapmadan da durmayacaktır. | Open Subtitles | . لن يتوقف حتى يجعل من قومنا عبيداً ووثنين |
| Kasap'ın neler yapabileceğini arkadaşlarımı öldürürken gördüm. İntikam almak için geri dönmüşse hepimizi öldürene kadar durmayacaktır. | Open Subtitles | رأيت ما بمقدور ذلك السفاح فعله حينما قتل أصدقائي لو عاد لنيل إنتقامه ، لن يتوقف حتى يقتلنا جميعاً. |
| Ama bu patlamaların arkasındaki kişi oysa amacını gerçekleştirene kadar durmayacaktır. | Open Subtitles | لكن إذا كان هو المسئول عن تلك التفجيرات، أعرف أنه لن يتوقف قبل الوصول إلى غايته. |
| Şimdi, yanlışım varsa düzeltin ama bunun gibi bir şey sadece bu kasaba sınırında durmaz. | Open Subtitles | و الآن، صحح لي إن كنت مخطئاً لكن، هذا هو الشيء الذي لن يتوقف عند حدود هذه البلدة، أليس كذلك؟ |
| İstediklerini alana kadar hiçbir şey için durmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | ما أعرفه أته لن يتوقف قبل الحصول على ما يريده |
| Senin birlikte olduğun adam da seninle olan geleceğini düşünmeye devam edecek çünkü sonuçta evleneceğinizi biliyor. | Open Subtitles | انت مع رجل لن يتوقف عن التخطيط لمستقبله معك اننى اعلم اننا سنكون معا |
| Bu Olaf. Asla Durmuyor. Onu kendimiz bulmalıyız. | Open Subtitles | أنه أولاف لن يتوقف أبداً يجب أن نعثر عليها بأنفسنا |
| Mantıklı duruyor fakat, sorun şu ki bu öyle konum bilgisiyle bitmeyecek bu kişisel sınırlara kadar inecektir. | TED | هذا أمر منطقي, لكن المشكلة هي ان النظام لن يتوقف عند معلومات الموقع و انما يبدأ بالبحث في معلومات الأفراد |
| Burada kalamam. Baal intikam almak istiyorsa hiç bir şey onu durduramaz. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء هنا , إذا كان باال حقيقة مصمم على الإنتقام , هو لن يتوقف هكذا |
| Hiç dinmeyecek gibi duruyor, değil mi? | Open Subtitles | يبدو انه لن يتوقف ابداً ، أليس كذلك ؟ |
| Kararından asla vazgeçmeyecek bir adamın hükmü altındayız. | Open Subtitles | نحن تحت كعب حذاء رجل لن يتوقف عند أى شيء حتى يحصل على مراده |