| Boş dedikodu bu cinayeti çözmekte bize yardım etmez. | Open Subtitles | ولكن الإستمرار بالقيل والقال لن يساعدنا بحل هذه الجريمة |
| Kıçımızın üstüne oturmak da bize yardım etmez! | Open Subtitles | و الجلوس مكتوفى الايدى لن يساعدنا ايضا |
| - Bu Bize yardım etmeyecek. | Open Subtitles | هذا لن يساعدنا باي شكل من الاشكال |
| Onların güvende olana kadar Bize yardım etmeyecek. | Open Subtitles | وقال انه لن يساعدنا حتى يعلم انهم بأمان |
| Ölüm saatine ya da cinsiyet ayrımına... yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | ها لن يساعدنا فى الوصول الى جنسه او هويته |
| Bunun yardımı dokunmaz. Gerekmiyor bize. | Open Subtitles | هذا لن يساعدنا لذلك نحن في غنى عنه |
| Bu tavrın dışarı çıkmamıza bir faydası olmayacak, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، هذا الأسلوب لن يساعدنا على الخروج الآن، أليس كذلك؟ |
| Gel gör ki, Bay Jones sadece Bay Smith ile konuşursa yardım edeceğini söylemiş. | Open Subtitles | حيث اتضح أن السيد (جونز) لن يساعدنا إلا إن تحدث مع السيد (سميث). |
| Hasta olduğumuzu görürse bize yardım etmez mi? Bu adamı bilmezsiniz. | Open Subtitles | ولكن هل لن يساعدنا إذا رآنا مصابون؟ |
| bize yardım etmez. Solunuzda bir tane yurt var galiba. Senden hoşlanıyorum. | Open Subtitles | لن يساعدنا انا معجبه بك لا غير صحيح |
| O yaşlı bunak bize yardım etmez. | Open Subtitles | لن يساعدنا ذلك العجوز الأحمق |
| Herneyse, o bize yardım etmez. | Open Subtitles | -نعم على أي حال، فإنه لن يساعدنا |
| Bize yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لن يساعدنا |
| Kimse Bize yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لن يساعدنا أحد |
| Kimse Bize yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لن يساعدنا أحد |
| Biz hâlâ noktaları arıyoruz ve benim bu evde boş boş oturmam bize hiçbir şey bulmakta yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | لا زلنا نبحث عن النقط، وجلوسي هنا في هذا المنزل.. لن يساعدنا في إيجاد الكثير |
| Ölmüş insanların adlarını ezberlemek bu savaşı kazanmamıza yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | حفظ أسماء الموتى لن يساعدنا في هذه الحرب |
| Peki, bu kitap bize yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | هذا الكتاب لن يساعدنا |
| Hâkimlerin kişisel fikirlerinin yardımı dokunmaz. | Open Subtitles | لن يساعدنا أي قاض في هذا الوضع |
| yardımı dokunmaz! | Open Subtitles | هذا لن يساعدنا |
| Pekala çocuk, ağlamanın bize bir faydası olmayacak, bir şeyler bulacağız. | Open Subtitles | طفلتي البكاء لن يساعدنا ، سنجد حلاً ما . |
| Bunun sana bir faydası olmayacak. | Open Subtitles | هذا لن يساعدنا |
| Gel gör ki, Bay Jones sadece Bay Smith ile konuşursa yardım edeceğini söylemiş. | Open Subtitles | حيث اتضح أن السيد (جونز) لن يساعدنا إلا إن تحدث مع السيد (سميث). |